Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/28971
Karar No: 2016/351
Karar Tarihi: 28.01.2016

Yağma Değişen suç vasfı nedeniyle tehdit - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2013/28971 Esas 2016/351 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği karara göre, sanık M. Ç.'nin yağma suçu işlediği iddiasıyla yargılandığı ancak çeşitli raporlarla sanığın cezai ehliyetinin olmadığı tespit edildiği belirtildi. Bu nedenle kusur yeteneğinin tam olmadığı kabul edilerek sanık sorumlu tutulmayacak ancak güvenlik tedbiri uygulanabileceği ifade edildi. Ayrıca, tanıkların beyanlarına aşırı üstünlük verilerek hüküm kurulduğu belirtildi ve bu nedenle hüküm BOZULDU. Kanun maddeleri ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 31/2 ve 32/1. maddeleri olarak belirtildi.
6. Ceza Dairesi         2013/28971 E.  ,  2016/351 K.
"İçtihat Metni"

Tebliğname No : 6 - 2013/7657
MAHKEMESİ : Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/11/2012
NUMARASI : 2009/75 (E) ve 2012/485 (K)
SUÇ : Yağma (Değişen suç vasfı nedeniyle tehdit)

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1-Sanık M.. Ç.."in üzerine atılı eylemle ilgili düzenlenen A..Ruh Sağlığı ve Akıl Hastalıkları Hastanesinin 21.01.2011 gün 10001513 sayı raporunda sanığın suç nedeniyle Cezai ehliyeti yoktur. TCK"nın 32/1. maddesinden yararlanması şeklinde düzenlenip,

Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesinin 13.04.2012 gün 335 sayılı ve muhalefetle verilen raporunda sanığın cezai sorumluluğun tam olmadığı kanaat ve mütalaasına yer verilip,

Dördüncü Adli Tıp İhtisas Kurulu 27 Ağustos 2012 gün 3213 sayılı raporunda “Cezai sorumluluğunun müessir ve kişide şuur ve harekât serbestisini azalttıracak mahiyet ve derecede olan (organik kişilik bozukluğu) denilen akli arızanın saptanıldığı, Adli dosyanın tetkikinde sanığın mezkur suçu işlediği sırada fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını anlama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğini azaltacak mahiyet ve derecedeki bu akli arızanın etkisi altında olduğu anlaşıldığından bu duruma göre, M..K..Ç.."in 25.01.2009, 27.01.2009 tarihlerinde sanığın bulunduğu suça karşı cezai sorumluluğunun tam olmadığını oybirliği ile mütalaa olunmuştur. Raporlar içerisinde sanığın bir beyin tümörü ameliyatı geçirdiği yansıtılmış ancak buna ilişkin evraklar incelenmemiş ise de, raporların içeriği karşısında sonucu etkili görülmemiştir.

Kusur yeteneği 5237 sayılı TCK"nın 31/2 ve 32/1. maddelerinden dolaylı biçimde tamamlanmıştır.

Bu hükümler uyarınca fiilin hukuki anlam ve sonuçların algılama ve davranışlarını buna göre yönlendirme yeteneğinin bulunması halinde kusur ve yeteneğinin varlığı kabul edilmiştir. Kusur yeteneğinin iki belirgin görünümü vardır.

Bunlardan ilki; kişinin işlediği fiilin hukuki anlamını ve sonuçlarını algılayabilme yeteneği,

Diğeri ise; fiilin hukuki anlam ve sonucunu kavrayan kişinin davranışlarını bu algılaması doğrultusunda ve hukuk düzeninin gerekçelerine uygun olarak yönlendirme yeteneği bulunmasıdır. Algılama ve irade yeteneğin de denilen bu iki ögenin kişide bir arada bulunmaması veya bu yeteneklerin azalma meydana gelmesi durumunda ise kusur yeteneğinin tam olmadığı kabul edilmelidir.

Akıl hastası olup, işlemiş olduğu fiilin anlam ve sonuçlarını algılayamayacak durumda olan sanık “kınanamaz” yani sorumlu tutulup cezalandırılamayacağının, ancak bu halin güvenlik tedbiri uygulanmasına engel olmayacağının düşünülmeden, varsa duraksamalar giderilmeden yerinde, yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde uygulama yapılması,

2- İddia ve onu doğrulayan tanık A.. Y.."ın olaydan hemen sonra sıcağı sıcağına alınan beyanları ve dosya kapsamı dikkate alındığında sanığın eyleminin TCK"nın 149/1-a,d, 35. maddelerinde düzenlenen yağmaya teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yakınanın ve tanığın sanığı suçtan kurtarmaya yönelik beyanlarına neden üstünlük tanındığı açıklanmadan suçun vasfında ve delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık M.. Ç.. savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, sanığın ceza süresi bakımından kazanılmış hakkının korunması, 28.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi