Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : 7201 sayılı Tebligat Kanununun 32. maddesi gereğince, (tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi addolunur.) Borçlu adına gönderilen ödeme emrinin tebliğ işlemi aynı Kanununun 21. ve Tebligat Tüzüğünün 28. maddesine aykırı olup usulüne göre yapılmamıştır. Borçlu vekili icra mahkemesine sunduğu şikayet dilekçesinde tebliğ işleminden 25.7.2006 tarihinde haberdar olduklarını açıklamış ise de, İİK.nun 16. maddesinde öngörülen yedi günlük şikayet süresi geçirildikten sonra 28.11.2006 tarihinde icra mahkemesine başvurulmuştur. Bu durumda şikayet süreden sonra olmakla tebliğ işlemi kesinleşmiştir. HGK.nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 esas ve 1991/344 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere (...usulsüz tebliğ işlemini öngören muhatabın, bu içeriği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yok ise tebligatın usulsüzlüğünü tetkik merci önüne getirmesi gereklidir. Somut olayda borçlu öğrenme tarihinden itibaren tebliğ tarihinin düzeltilmesi için yedi günlük şikayet süresini geçirdiğinden, şikayetin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 09.07.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.