11. Hukuk Dairesi 2019/2746 E. , 2020/832 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 16/04/2019 tarih ve 2018/462-2019/393 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, dava dışı sigortalı Polimeks şirketinin Türkmenistan"da tamamladığı inşaat açılışı için dava dışı Staras şirketi aracılığıyla Belçika"daki yabancı şirketten muhtelif ışık ekipmanları ve kasalar kiraladığını, söz konusu ekipmanların gidiş dönüş nakliye işini davalıların üstlendiğini, emtianın Belçika"daki yabancı şirkete geri teslimi sırasında hasarlı olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin sigortalısı Polimeks şirketine toplam 136.533,11 TL ödediğini ileri sürerek, ödenen bedelin davalılardan rücuen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, taşınan emtianın hasarsız olarak alıcısına teslim edildiğini, CMR senedi üzerinde alıcının ihtirazi kaydının olmadığını, müvekkillerine süresinde hasar ihbarı yapılmadığını ve davacı tarafça hasar ihbarı niyetiyle gönderildiği iddia olunan e-postaların müvekkillerine ulaşmadığını, bir an için emtiaların hasarlı teslim edildiği kabul edilse dahi yüklemeden kaynaklı oluştuğu iddia olunan hasardan CMR hükümlerine göre taşıyıcının sorumlu olmayacağını, davacının aktif husumetinin de bulunmadığını, buna rağmen malik olmayan sigortalıya yapılan ödemenin talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, gönderenin taşımacıya taşınan emtianın özellikleri hakkında bilgi verip, gerekli talimatları verdiğine dair bir bilgi ve belge bulunmadığı, bu sebeple CMR m.17/11 uyarınca zararın istek sahibinin verdiği talimattan kaynaklandığının ileri sürülebileceği, emtianın yüklenmesinin taşımacının sorumluluğunda olmadığı, yüklemenin gönderici tarafından gerçekleştirildiği dikkate alındığında CMR m. l7/IV-c uyarınca taşımacıların sorumluluğunun söz konusu olmayacağı, diğer yandan emtianın ihtirazi kayıt konulmaksızın teslim alınmasının da taşıyıcının sorumsuzluğuna ilişkin ortaya konan hususları destekler nitelikte olduğu, bu sebeplerle taşınan emtiada meydana gelen zarardan dolayı davalı taşımacıların kusurunun bulunmadığı, CMR m.17/11 ve 17/IV-c uyarınca taşımacının sorumsuzluğu şartlarının dava konusu somut olayda gerçekleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, taşıma sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkin olup mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosyada yer alan ekspertiz raporu ve bilirkişi raporları gözetildiğinde sigortalı emtia üzerinde meydana gelen hasarın taşıma sırasındaki istiflemenin hatalı ve sabitlemenin yetersiz şekilde yapılmış olmasından kaynaklandığı hususunda uyuşmazlık bulunmamakta olup, esasen bu durum mahkemenin de kabulündedir. CMR hükümlerine tabi taşımalarda taşıyıcının, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim edildiği tarihe kadar meydana gelen hasar ve kayıplardan sorumlu olacağı esas olmakla birlikte, anılan Konvansiyon’un 17/4-c maddesinde, yükün gönderici, alıcı veya bunların adına hareket eden kişiler tarafından alınması, yüklenmesi, istiflenmesi veya boşaltılması özel bir risk durumu olarak kabul edilmiş, hasar veya kaybın anılan nedenlerden kaynaklanması halinde taşıyıcının sorumlu olmayacağı hükme bağlanmıştır. Fakat, bu halde dahi taşıyıcının yükün sağlıklı taşınabilmesi için yükleme ve istiflemeye gerekli özeni gösterme ve nezaret etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bahse konu yükümlülüğün ihlali, taşıyıcı bakımından müterafik kusur oluşturacaktır.
Somut olayda, her ne kadar istiflemenin sigortalı gönderen tarafından gerçekleştirildiği anlaşılmaktaysa da, taşıma sözleşmesinin tarafı olan ve emtiayı fiilen taşıyan davalıların Dairemizin taşıyanın istiflemeye nezaret etme yükümlülüğüne dair yerleşik içtihatları ve anılan ilkeler çerçevesinde, hiçbir sabitleme yapılmaksızın gerçekleştirilen istiflemeye nezaret etme ve yüke gerekli özeni gösterme yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmediklerinden sigortalı emtia üzerinde oluşan zarardan müterafik kusurları nedeniyle sorumlu oldukları kabul edilerek, bu cihette yapılacak değerlendirmenin sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece eksik inceleme ve değerlendirmeyle karar verilmesi doğru görülmediği gibi, mallar henüz alıcı tarafından teslim alınmadan tahliye edilmeden önce, henüz tırın içerisinde iken malların devrilmiş ve dağılmış hallerinin tır sürücüsünün yanında fotoğraflanmış ve taraflar arasındaki e-mail yazışmalarına konu olmuş olması nedeniyle davalıların hasardan haberdar olmadıkları ileri sürülemeyecek olduğu halde, malların alıcı tarafından ihtirazi kayıtsız olarak teslim alındığına ilişkin mahkeme kabulü de yerinde görülmemiş ve bu sebeplerle kararın davacı taraf yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın anılan taraf yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 03/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.