19. Hukuk Dairesi 2015/11901 E. , 2016/4755 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın hukuki yarar yokluğundan reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av. ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, taraflar arasında taşınmaz satış sözleşmesi yapıldığını, sözleşmede taşınmazın kiralanması ve AVM"nin işletilmesiyle ilgili olarak tarafların karşılıklı mükellefiyetlerinin ve taahhütlerinin belirleneceğinin yazılı bulunduğunu, sözleşme ile mülkiyet hakkı devredilmiş gibi görünmekle birlikte müvekkilinin taşınmazda bir tasarruf yetkisinin bulunmadığını, taşınmazın gerçek değerinin daha düşük olduğunu belirterek, edimler arasındaki orantısızlığın aşırı yararlanma sebebiyle edimler arasındaki orantısızlığın giderilmesine, belirsiz orantısızlıktan doğan şimdilik 50.000 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, açılan davada davacının iddia ettiği alacağın ve zararın belirlenebilmesinin mümkün olduğu, buna rağmen davanın HMK"nun 107. maddesi gereği belirsiz alacak davası olarak açıldığı, belirsiz alacak davası şartlarının oluşmadığı, hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 17.03.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
-MUHALEFET ŞERHİ-
Her ne kadar 6100 sayılı HMK"nın 107. maddesinde belirsiz alacak davası düzenlenmiş ise de, belirsiz alacak davası, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin davacıdan beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde açılabilir (HMK madde 107-1). Aksi halde belirsiz alacak davası açılamaz. Öte yandan, talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz (HMK.madde 109/2). Alacak miktarının tartışmasız veya açıkça belirli olduğu hallerde belirsiz alacak veya kısmi dava açılmasında alacaklının hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartlarındadır. (HMK madde 114/4).
Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemiş ise davayı dava şartı yokluğu sebebiyle reddeder (HMK madde 115/2)
Somut olayda dava, davacının davalıdan satın aldığı taşınmazın değerinin daha düşük olduğu, edimler arasında aşırı orantısızlık bulunduğu iddiasıyla açılan alacak davasıdır. Dava konusu alacak miktarı hesap edilebilir(belirlenebilir) niteliktedir. Harca esas değer olarak 50.000 TL gösterilmiş, ancak dava dilekçesinde, 450.000 TL alacağın bulunduğu açıkça belirtilmiş, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuştur. Bu durumda mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde davacıya dava konusu olan alacak miktarı açıklattırılarak, davasını tam dava olarak sürdürmesi ve toplam alacak üzerinden eksik peşin harcı tamamlaması konusunda belirtilen yasa hükmü uyarınca kesin süre verilip, sonucuna göre bir karar tesisi gerekirken, yukarıda bahsi geçen hükümler gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olacağı kanaatiyle bozmayı gerektirdiğinden sayın çoğunluğun onama gerekçesine iştirak etmiyoruz.17.03.2016