12. Ceza Dairesi 2019/8153 E. , 2020/6926 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK’nın 89/4, 62, 50/1, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
08.10.2012 günü, saat 08:00 sıralarında, çift yönlü tek şeritli şerit çizgisi ile bölünmüş yol platform genişliği 7 metre olan kuru asfalt yolda, açık havada, meskun mahal dışında, sanık ...‘nun sevk ve idaresindeki traktörü ile ... istikametinden ... istikametine doğru seyir halinde iken, seyir istikametine göre yolun 10. km"sinde ve sol tarafındaki köy yoluna dönmek için sola ani manevra yaptığı sırada, sollama yasağı olan yolda kendisi ile aynı istikamette arkadan sol şerit üzerinden gelen ..."un sevk ve idaresindeki minibüsün 47 metre fren izi bırakıp duramayarak traktörün sol ön yan kısımlarına minibüsünün ön kısımları ile çarparak takla atması sonucu sanığın tali kusurlu olarak minibüste yolcu olarak bulunan sekiz kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilir, altı kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilemez kemik kırığı oluşacak ve aynı zamanda bunlardan bir kişinin hayati tahlike geçirecek ve yüzde sabit iz oluşacak şekilde yaralanmalarına neden olduğu olayda, mahkemenin kusur durumuna ilişkin kabulünde bir isabetsizlik görülmeyerek tebliğnamede bu konuda bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiş olup taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde; TCK"nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle, aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, tali kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu sekiz kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilir, altı kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilemez kemik kırığı oluşacak ve aynı zamanda bunlardan bir kişinin hayati tahlike geçirecek ve yüzde sabit iz oluşacak şekilde yaralanmalarına neden olan sanık hakkında, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurularak sanık hakkında eksik cezaya hükmolunması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre sanığın olay günü sinyal vererek dönüş yaptığına, kusur durumuna ilişkin adli tıp kurumundan rapor alınması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken uygulanan Kanun maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine ve adli para cezasının belirlenmesine esas alınan tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK"nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 4. ve 5. fıkrasının hükümden çıkarılarak yerine “sanığın kişilik ve sosyal özellikleri nazara alınarak, sanığa verilen hapis cezasının TCK"nın 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine, sanığa verilen adli para cezasının TCK"nın 52/3. maddesi gereğince 300 tam gün karşılığı adli para cezası olarak belirlenmesine, TCK"nın 52/2. maddesi gereğince sanığın ekonomik ve şahsi halleri göz önünde bulundurularak bir gün karşılığı adli para cezasının takdiren 20 TL olarak hesabıyla 6000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,” ibresinin eklenmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün isteme aykırı olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA; 09.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.