14. Hukuk Dairesi 2016/12131 E. , 2019/8884 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.01.2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, 35/64 hisse oranında paydaşı olduğu 75 ada 11 parsel taşınmazın dava dışı önceki paydaşı ... İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti."nin taşınmazdaki 1/4 payını 18.12.2014 tarihinde 75.000,00TL bedelle davalıya sattığını, gerçek satış bedelinin 20.000,00TL olduğunu, önalım hakkına engel olmak amacıyla bedelde muvazaa yapıldığını ileri sürerek gerçek satış bedeli karşılığında, dava konusu taşınmazda davalı adına kayıtlı payın iptali ile adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, tapuda gösterilen satış bedelinin gerçek olduğunu, dava konusu payı satan şirketin ticari defter kayıtlarından da anlaşılacağı üzere satış bedeli olarak 75.000TL ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur
Mahkemece, mahallinde yapılan keşif sonrası dosyaya sunulan bilirkişi raporuna göre dava konusu taşınmazın değerinin satışta gösterilen değerden bir misli fazla olduğu gerekçe gösterilerek, devir tarihi itibariyle keşfen belirlenen ve davacı tarafça mahkeme veznesine depo edilen toplam 37.473,88TL önalım bedeli üzerinden davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazda davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacı tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.
Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı, üçüncü kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmi satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir.
Somut olaya gelince, dava konusu 1/4 payın mülkiyetinin naklini sağlayan resmi senet içeriğinden bu payın davalıya 75.000,00TL bedelle satıldığı anlaşılmaktadır. Davacı, gerçek satış bedelinin 20.000,00TL olduğunu, önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia ederek keşif deliline dayanmış; davalı ise tapuda gösterilen satış bedelinin gerçek olduğunu savunarak dava konusu payı satan şirketin ticari defter kayıtlarını delil olarak göstermiştir. Mahkemece, devir tarihi itibariyle keşfen belirlenen 36.525,25TL satış bedeli ile 948,38TL tapu harç ve masrafları olmak üzere toplam 37.473,88TL önalım bedeli üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş ise de keşfen belirlenen bu bedel davacının bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmadığı gibi dava konusu payı satan şirketin ticari defter kayıtlarında da davalıdan satış bedeli olarak 75.000,00TL alındığı sabittir.
O halde mahkemece, davacı taraf bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamadığından, 4721 sayılı TMK’nın 734. maddesi uyarınca tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibaret olan önalım bedelini depo etmek üzere davacıya süre verilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, dava konusu payın keşfen belirlenen değeri üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 19.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.