Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/20128
Karar No: 2019/8725
Karar Tarihi: 01.10.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/20128 Esas 2019/8725 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/20128 E.  ,  2019/8725 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm taraflar vekillerince temyiz edilmiş, davacı vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 26.06.2019 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalı belediyenin ihaleye çıkamayacağına dair mahkeme kararı olan kendi uhdesindeki araziyi, mahkeme kararını saklayarak ihaleye çıkardığını ve müvekkili şirketi bilerek ve isteyerek yanılttığını, müvekkilinin ihalede yüksek bir bedel ödeyerek bu taşınmazı satın aldığını, daha sonra ayıplı olarak yapılan ihalenin ve tapunun iptal edildiğini, taşınmazın ihaleden alındığını 07.04.1999 tarihinden -25.05.2012 tarihine kadar müvekkilinden haksız ve yersiz olarak tahsil edilen emlak vergisinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davanın konusunun emlak vergisi olduğunu, vergilendirme sürecine ilişkin uyuşmazlıkların Vergi Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, ayrıca Emlak Vergisi Kanunu"nun 12. maddesine göre davanın 1 yıl içine açılmadığını ve davacının ödemelerini ihtirazi kayıtla yapmadığından, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, dava konusunun davacının ödediğini bildirdiği ve davalıdan talep ettiği bedelin arazi(emlak) vergisi olduğu, kamu hizmetlerini karşılamak amacıyla kişilerden ve kuruluşlardan kanun yoluyla toplanan paranın vergi olarak tanımlandığı ve vergi ödevlisinin ise vergi mükellefi olduğu, vergi sorumluluğunun vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi ile
    ortaya çıktığı, VUK. 9. madde 2. fıkrasına göre vergiyi doğuran olayın kanunlarla yasaklanmış olmasının vergi mükellefiyeti ve vergi sorumluluğunun doğmasına engel olmadığı, tapulu taşınmazda tapu kimin adına ise o kişinin emlak vergisini ödemek zorunda olduğunu, taşınmazın sahipleri yada yararlanan hak sahipleri, bu kişiler yok ise taşınmazı koruyan kişilerin emlak vergisi yükümlülüğünün olduğu, davacı şirketin söz konusu taşınmaza 16/09/1997 tarihinde malik olduğu, malik olduğu dönemlerde bizatihi taşınmaz nedeni ile vergi borçlusu bulunduğu ve davacı bu tarihten itibaren emlak vergisi konusunda kanuni asıl mükellef olup, vergi aslından sınırsız sorumlu olduğu, davaya konu taşınmazın tapusunun Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/94 Esas- 2011/138 Karar sayılı ilamı ile iptali ve taşınmazın davalı ... adına tescili kararına dayalı olarak davacının malik olduğu dönemdeki ödemiş olduğu emlak vergisi ile vergi niteliğindeki diğer ödemeleri davalı belediyeden talep edemeyeceği, iade talebinin VUK 126 ve 114 maddeleri gereğince zamanaşımına uğradığı, yapılan ödemelerin 2886 sayılı Kamu İhale Kanununa göre yapılan satış ve bu satışa göre gerçekleştirilen satış hükümleri kapsamındaki edimden bağımsız olması, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunundaki yersiz ödenen emlak vergisinin iadesine ilişkin özel hükümler, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu 126 ve 114. Maddesinde düzenlenen zamanaşımı süre geçtikten sonra iade talep edilmiş olması nedeniyle yersiz ödenen emlak vergisi vb. ödemelerin davacı şirkete iadesinin yasal olarak mümkün olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, sözleşmeye aykırılık nedeni uğranılan menfi zararın tazminine ilişkindir.
    Davacı, davalı ...’nin imar planında değişiklik yaparak akaryakıt ve benzin istasyonu olarak tahsis ettiği yeri 26.08.1997 yılında ihalede satın almış, 24.03.1998 yılında bu amaca uygun olarak inşaata başlamış ancak imar planındaki değişikliğinin idari yargıya taşınmış olması nedeni ile 12.05.1998 tarihinde inşaat durdurulmuş,bundan sonrada yargılama süreci de devrede olduğundan davacı akaryakıt istasyonu yapmak üzere aldığı taşınmazı bu amaca uygun hale getiremediğinden 09.08.2005 tarihinde uğradığı zararın tazmini için dava açmış 09.10.2008 tarihinde tapunun iptaline ve bir kısım zararın tazminine karar verilmiş, karar 20.04.2012 tarihinde kesinleşerek, 31.08.2012 tarihinde davalı ... adına tekrar tescil edilmiştir.
    Buna göre, davacının ihaleden aldığı taşınmaz fiilen teslim edilmiş ise de amaca uygun bir işlem yapamadığından usule uygun bir teslimden söz edilemez. Davacı görünüşte tapu maliki olmakla birlikte taşınmaz üzerinde ihalede satın aldığı taşınmazı amacına olarak hiç bir zaman kullanma imkanı bulamamış fiilen malik olmamıştır. Bunun nedeni ise davalı ...’nin imar değişikliğini usule uygun olarak yapmamış olmasıdır. Davacı da bu nedenle sözleşmeyi fesh ederek, zararın tazmini yolunu seçmiştir.
    Davacı, bu dava da, sözleşme haklı nedenle fesh edilmiş olduğundan, bu dönemde fiilen kullanma imkanı bulamadığı taşınmaz için ödediği vergilerin faizi ile tahsilini talep etmektedir. Mahkemece bu hukuki olgular dikkate alınarak Borçlar Kanunu ilkeleri içerisinde, davacının yersiz ödediği vergi,resim harç gibi talep ettiği ödemenin, ne kadar olduğunun bilirkişi aracılığı ile tesbit ettirerek ve temerrüt tarihinden itibaren faizinde hesaplanması yapılarak oluşacak sonuca göre karar vermesi gerekirken hatalı olarak Kamu İhale Kanunu, Emlak Vergisi Kanunu, Vergi Usul Kanununa göre yapılan bir değerlendirme ile karar vermesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine, 01/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi