Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/7469 Esas 2019/13393 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/7469
Karar No: 2019/13393
Karar Tarihi: 30.09.2019

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/7469 Esas 2019/13393 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, basit yaralamaya teşebbüs ve hakaret suçlarından yargılandığı dava sonucunda, akıl hastası olduğu gerekçesiyle ceza verilmesine yer olmadığına ve güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir. Ancak, sanığın Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesine sevki sağlanarak, 5237 sayılı Kanun'un 32. maddesi kapsamında işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi istenmiştir. Yargıtay tarafından yapılan incelemede, sanığın hakaret suçlarına ilişkin açılan kamu davasının TCK'nın 73/6. maddesi gereğince şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorulmadan değerlendirilmesinin hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri: TCK'nın 131/1, 73/4, 73/6 ve CMK'nın 223/8. fıkralarıdır.
18. Ceza Dairesi         2019/7469 E.  ,  2019/13393 K.

    "İçtihat Metni"

    KARAR

    Basit yaralamaya teşebbüs ve hakaret suçlarından sanık ... hakkında akıl hastası olduğu ve ceza ehliyetinin bulunmadığından bahisle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 32/1 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/3-a maddeleri gereğince ceza verilmesine yer olmadığına, 5237 sayılı Kanun’un 32/1-2.cümle ve 57/1. maddeleri uyarınca güvenlik tedbiri uygulanmasına, sanığın koruma ve tedavi altına alınmasına dair Alanya 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/10/2018 tarihli ve 2016/572 esas, 2018/255 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre, yargılama sırasında sanığın suç tarihi itibariyle 5237 sayılı Kanun"un 32. maddesi kapsamında cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespitinin istenmesini müteakip, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 28/03/2018 tarihli raporda sanığın suç tarihinde işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azaldığı ve 5237 sayılı Kanun"un 32. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin bildirilmesi üzerine alınan rapor hükme esas alınarak sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, anılan rapor dosyaya sunulmasına rağmen karar tarihinden önce yeniden yapılan talep üzerine karar tarihinden sonra dosyaya sunulan Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinde görevli doktorlar tarafından yapılan muayene üzerine düzenlenen 07/01/2019 tarihli heyet raporunda ise sanığın suç tarihinde işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabilir ve davranışlarını yönlendirme yeteneğini azaltacak veya kaldıracak düzeyde bir akıl hastalığının bulunmadığı ve ceza sorumluluğunun tam olduğunun belirtilmesi karşısında, hükme esas alınan 28/03/2018 tarihli rapor içeriği ile karar tarihinden sonra dosyaya sunulan ve heyet tarafından düzenlenen 07/01/2019 tarihli rapor içeriklerinin birbiriyle çelişki içermesi nedeniyle, sanığın Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesine sevki sağlanarak, suç tarihi ve suç açıkça belirtilmek suretiyle 5237 sayılı Kanun"un 32. maddesi kapsamında işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunup bulunmadığının belirlenmesinden sonra, sanığın 5237 sayılı Kanun"un 32. maddesi kapsamında işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin tam olduğunun anlaşılması halinde mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 28/03/2018 tarihli rapor sonrası yeniden rapor düzenlenmesi konusunda yapılan talep sonucu beklenilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
    Hukuksal Değerlendirme:
    Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümlerde belirlenen yeni hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir.

    5237 sayılı TCK"nın 131/1. maddesinde, “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikâyetine bağlıdır." hükmüne yer verildiği,
    Aynı Kanun"un 73. maddesinin 4. fıkrasında, “Kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür." hükümleri düzenlenmiştir.
    Yine aynı Kanun"un 73. maddesinin 6. fıkrasında ise, Kanunda aksi yazılı olmadıkça, vazgeçme onu kabul etmeyen sanığı etkilemez.” hükmü de yer almaktadır.
    5271 sayılı CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrasında da, “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı yada soruşturma yada kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir." hükmü yer almaktadır.
    İncelenen dosyada; mağdurların, 21/12/2016 tarihli celsede şikayetten vazgeçmiş olmaları nedeniyle, sanık hakkında hakaret suçlarından açılan kamu davasının TCK"nın 73/6. maddesi gereğince şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorulduktan sonra sonucuna göre, kamu davasının düşmesine karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi hukuka aykırıdır.
    Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    1- Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
    2- Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 30/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.