Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2007/11950 Esas 2007/14146 Karar Sayılı İlamı

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı vekili tarafından borçlu şirket hakkında çeke dayalı kambiyo takibi başlatılmıştır. Takip konusu çekin incelenmesinde borçlu şirket tarafından tanzim ve keşide edildiği, takip alacaklısının ise ciro yoluyla yetkili hamil olduğu tespit edilmiştir.
Mahkemece her ne kadar takibe konu çekle ilgili Denizli Asliye Ticaret Mahkemesince verilen tedbir kararı nedeniyle borçlu hakkındaki takibin iptaline karar verilmiş ise de; karara esas alınan Denizli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/79 Esas sayılı menfi tespit davasının incelenmesinde; şikayetçi borçlu şirket tarafınan dava dışı çek lehtarı borçlu konumundaki (3. kişi) ............................................ hakkında davanın açıldığı ve anılan mahkemece 02.02.2006 tarihli tensip ara kararı ile borçlu (davacı) şirketin ihtiyati tedbir isteğinin kabulü ile %15 teminat mukabilinde dava konusu çeklerin icra takibine konu edilmemesi bakımından ihtiyati tedbir konmasına, icra müdürüklerine yazılmasına, dava konusu çekler üzerine ödeme yasağı konmasına, ilgili banka şubelerine bildirilmesine..." karar verildiği görülmektedir. Takip alacaklısı ........................yukarıda özetlenen menfi tespit davasında taraf olmadığı için verilen bu tedbir kararı çeki ciro ile eline geçiren alacaklının başlattığı takipte ona karşı ileri sürülemez. TTK.nun 730. maddesinin göndermesiyle çekler hakında da uygulanması gereken aynı kanunun 599. maddesi gereğince borçlu, lehtarla kendi arasındaki şahsi def"ileri iyiniyetli hamile karşı ileri süremez. Aynı maddede yer alan ve alacaklının çeki devralırken kötüniyetli olduğu hususu da iddia ve ispat edilmediğine göre borçlunun bu isteminin reddi ile sair (faize yönelik) itirazının incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 09/07/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.