21. Hukuk Dairesi 2016/15435 E. , 2017/2732 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, yasal sebeplere, temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davacı vekilinin, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, iş kazası nedeniyle davacının 100.000,00TL manevi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 8.000TL manevi tazminatın 08.03.2011 kaza tarihinden itibaren yasal faizle birlikte davalılardan alınarak müteselsilen alınarak davacıya verilmesine yönelik hüküm tesis edilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesi neticesinde; iş kazası nedeniyle davalı şirketin %70, davalı gerçek kişinin %10, davacı kazalı sigortalının %20 oranında kusurlu oldukları, davacının %18,2 oranında Malul kaldığı anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin, özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
Bu ilkeler, kusur oranları ve sürekli iş göremezlik derecesi ile dosya kapsamı dahilinde davacı yararına hükmedilen 8.000,00TL manevi tazminatın az olduğu ortadadır.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 03.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.