23. Hukuk Dairesi 2015/9819 E. , 2017/3488 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili asıl davada, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca müvekkili şirketin davalı şirkete güvenlik ve koruma hizmeti verdiğini, ancak davalının sözleşmenin ifası sırasında yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun"un 81/1-ı maddesi uyarınca Şubat 2009 ile 2010 Eylül aylarına ilişkin sigorta prim ödemelerinde Hazine tarafından karşılanan %5"lik indirim tutarı olan 73.758,18 TL"yi müvekkilinin hak edişlerinden haksız olarak kestiğini, indirimden yararlanma hakkının davalıya değil, davacı şirkete ait olduğunu ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL"nin; birleşen davada ise, Ekim 2010 ile Şubat 2011 aylarına ilişkin müvekkilinin hak edişinden yapılan toplam 19.601,75 TL"nin fatura tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, 06.05.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle her iki dava için toplam talebini 93.359,93 TL"ye arttırmıştır.
Davalı vekili, asıl ve birleşen davada davanın reddini istemiştir.
Mahkemece,davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemiz"in 21.03.2014 tarih ve 2013/8194 E., 2014/2189 K. sayılı ilamıyla bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafından yapılan kesinti işleminin kanunun amacına uygun bulunmadığı, davacının bu yasadan yararlanma koşullarının gerçekleştiği, yararlanmaya hak kazandığı bu prim desteğini davalının davacının hak edişinden kesemeyeceği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı saıl ve birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.