9. Hukuk Dairesi 2018/1975 E. , 2018/5162 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 24.07.2009-01.02.2014 tarihleri arasında hafta sonu dahil haftanın 6 günü sabah saat 10:00 akşam 23:00 saatleri arasında davalı işverene ait iş yerinde garson olarak 1.150,00 TL net ücret ile aralıksız biçimde çalıştığını, bu süre içinde yıllık izin haklarını kullanmadığını, resmi ve dini bayramlarda da çalıştığını,bu çalışma sürelerine ilişkin alacaklarını talep ettiğinde davalı işveren tarafından işten çıkartıldığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, ücretli izin , dini ve milli bayramlarda çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili davaya cevap vermemiş, katıldığı duruşmalarda davanın reddini istemiştir.
C) Bozma ilamı ve Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının eylemli fesih ile iş akdini haklı nedenle feshettiğinden kıdem tazminatı alacağının oluştuğu ancak ihbar tazminatı alacağının oluşmadığı, çalışma çizelgeleri ile uyumlu tanık anlatımlarına göre fazla mesai ücret alacağının , tanık anlatımları ve yapılan işin niteliğine göre ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağının, davalı tarafca yıllık izin kullanıldığı ispat edilemediğinden yıllık izin alacağının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 12/04/2016 tarih ve 2016/8326 E., 2016/9106 K. sayılı ilamı ile; “....Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının çalıştığı işyerinin T.C. İçişleri Bakanlığı davalı olarak göstermek isterken işvereni olduğu düşüncesiyle kamu tüzel kişiliğine haiz olmayan ... Emniyet Müdürlüğü Polis Evi Şube Müdürlüğü hakkında dava açtığı anlaşılmaktadır. Bu durum husumet tevcihinde yanılgı kabul edilmeli ve davacıya davayı HMK.nun 124. maddesi uyarınca gerçek hasıma yöneltmesi için mehil verilmeli ve taraf teşkili sağlanmalıdır...” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulmuş, bozmadan sonra yapılan yargılama sonucunda dava T.C. İçişleri Bakanlığına yöneltilmiş toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak yeniden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı T.C. İçişleri Bakanlığı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı Bakanlık vekilinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı yıllık ücretli izin haklarını kullanmadığını iddia etmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda da; davalı işveren tarafından davacıya yıllık izin kullandırıldığına dair yıllık izin formu vb. yazılı belge sunulmadığından yıllık izin ücreti tüm hizmet süresi için hesap edilmiştir. Ancak davalı vekili tarafından temyiz dilekçesi ile birlikte “senelik izin formu” başlıklı davacının imzasını taşıyan yıllık izin kullanımını gösterir belgeler sunulmuştur. Mahkemece bu yıllık izin formları konusunda davacı asilin beyanı alındıktan sonra bu izinlerin mahsubunun gerekip gerekmediği değerlendirilerek sonucuna göre yıllık izin ücreti hakkında bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
3-Mahkemece davalı T.C. İçişleri Bakanlığı’nın 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13/j maddesi uyarınca harçtan muaf olduğu gözetilmeden davalı Bakanlığa harç yükletilmesi de hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 13.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.