9. Ceza Dairesi 2014/6629 E. , 2014/10896 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Çocuk Mahkemesi
Suç : İftira, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
Hüküm : 1- 01.06.2011 suç tarihli eylem yönünden; TCK"nın 267/1, 269/1, 31/3, 50/3-1-a, 52/4. maddeleri uyarınca mahkumiyet 2- 31.01.2011 suç tarihli eylem yönünden; TCK"nın 268, 43/1, 31/3. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A- 31.01.2011 tarihli suça yönelik yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafilerinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a- Sanığın aynı tarihte mağdurları farklı olan yedi hırsızlık suçundan soruşturma yapılırken kardeşinin kimlik bilgilerini kolluk görevlilerine bir kez söyleyerek tutanak düzenlenmesini sağlamaktan ibaret eyleminin zincirleme suç hükümlerini oluşturmayacağı gözetilmeden hakkında TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
b- Mağdur ..."a ait kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle iftira suçunu işleyen sanık hakkında uygulama maddesinin TCK"nın 268/1. maddesinin yollamasıyla aynı Kanunun 267/1. maddesi yerine, doğrudan anılan Kanunun 268. maddesi olarak gösterilmesi,
Kanuna aykırı olup hükmün bu nedenle BOZULMASINA, bu hususların yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK"nın 322. maddesine göre düzeltilmesi
mümkün bulunduğundan hükmün 2. fıkrasının birinci paragrafından “TCK’nın 268” ibaresi çıkarılarak yerine “TCK’nın 268/1. maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 267/1" ibaresinin eklenmesi ve zincirleme suç hükümlerinin uygulandığı bölümün hükümden çıkarılarak, TCK"nın 268. maddesi gereğince tayin olunan 1 yıl 8 ay hapis cezasından aynı Kanunun 31/3. maddesi uyarınca 1/3 oranında indirim yapılarak sonuç cezanın 1 yıl 1 ay 10 gün olarak belirlenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B- 01.06.2011 tarihli suça yönelik incelemeye gelince;
1- Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla işlemediğini bildiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etme eyleminin TCK"nın 267. maddesinde düzenlenen "iftira suçunu", işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını engellemek amacıyla başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma eyleminin ise anılan Kanunun 268. maddesinde düzenlenen "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" suçunu, suç soruşturma veya kovuşturması için düzenlenenler dışındaki diğer resmi belgelerin düzenlenmesi aşamasında görevlilere kimliği ile ilgili yalan beyanda bulunma eyleminin ise TCK"nın 206/1. maddesinde öngörülen "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunu oluşturacağı gözetildiğinde somut olayda; polis memurlarının devriye görevini yaptığı sırada durumundan şüphelenilmesi üzerine durdurulduğunda sanığın kardeşine ait kimlik bilgilerini söyleyerek kendisini kardeşinin ismiyle tanıtması şeklinde gerçekleşen olayda, mağdur hakkında tutanak da düzenlenmiş olması karşısında eylemin TCK"nın 206. maddesinde tanımlanan resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçunu oluşturacağı, sanığın hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabul ve uygulamaya göre;
a- Temel cezanın TCK"nın 268/1. maddesi yollamasıyla 267/1. maddesinden tayin edilmesi gerekirken doğrudan anılan Kanunun 267/1. maddesi ile uygulama yapılması,
b- Yaşı küçük sanık hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezasının, adli para cezasına çevrilmesi sırasında uygulanan Kanun ve maddelerinin TCK"nın 50/1-a, 3 ve 52/2-3. maddeleri yerine "TCK"nın 50/3-1-a" maddesi olarak gösterilmesi,
c- Gerekçeli karar başlığında suç adının başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması yerine iftira olarak yazılması,Kanuna aykırı, sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 05.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.