14. Hukuk Dairesi 2019/2674 E. , 2019/8844 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.04.2013 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil, ikinci kademede tazminat talebine ilişkindir.
Davacı, dava dışı ..."a ait taşınmazların satışı için davalılardan ..."ı vekil tayin ettiklerini, ... ile parsellerin satışı için anlaştıklarını, bu anlaşma çerçevesinde ... ili, ... İlçesi, Hasançavuş Köyü, ... İskelesinde İri Kestanelik Mevkii"nde kain tapunun 6 parselini teşkil eden 365.5 m2 yüzölçümlü ve 5 parselini teşkil eden 374 m2 yüzölçümlü tarla vasfındaki gayrimenkulü taşınmaz maliklerinin vekili olan davalılardan ..."dan ... 1. Noterliğinin 03.11.2003 tarihli 19310 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde gayrimenkul satışı vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, satış bedellerini taşınmaz sahiplerinin vekili olan ..."a nakden ve peşinen ödediğini, dava konusu taşınmazların ... Kadastro Mahkemesi"nin 1997/12 Esas sayılı dosyasında davalı olmaları sebebiyle tapuda adına tescil yaptıramadığını, daha sonrasında davalılardan ..."ın dava konusu yerleri almış olduğu vekaletnameye istinaden 2006 yılında eşi ..."a sattığını ve tapuya tescil ettirdiğini öğrendiğini, davalıların kendisine ait olan ancak tapuda ... adına kayıtlı dava konusu taşınmazlar üzerinde inşai faaliyetlere başladıklarını, davalı ...’nin iyi niyetli olmadığını, yolsuz tescil nedeniyle davalı ... adına kayıtlı tapu kayıtlarının iptali ile taşınmazların adına tapuda tesciline karar verilmesini, aksi takdirde taşınmazların hali hazırdaki rayiç değerinin tarafına ödenmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, satış vaadi sözleşmesinin şahsi hak ve borç doğuran bir sözleşme olduğunu, müvekkili ..."ın resmi emlakçı olduğunu, davacının devamlı emlak işleri yaptığını, davacı ile müvekkilinin 1995"li tarihlerden bu yana onlarca gayrimenkulü bu yoldan birbirlerine veya belirttikleri üçüncü şahıslara devrettiklerini, bu kapsamda 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazlar davacıya, 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlar davalı ...’e ait iken aynı gün ve aynı tarihte 19310 yevmiye No"lu satış vaadi sözleşmesi ile davacıyla takas olunduğunu, kısa süre sonra davacı ile yeniden takas yapıldığını ve karşılığında davalının 5 ve 6 parselleri geri aldığını, dava konusu yerlerin yeniden müvekkiline geçtiğini, Kadastro Mahkemesi devam ederken hiçbir zaman dava konusu yerlerde malik veya zilyet olarak iddiası olmayan davacının dava konusu parseller ile ilgili taraf dahi olmadığını, taraflar arasında dava konusu yerler ile ilgili hiçbir iddia ve husumet olmadığını, davacının dava konusu yerlerden hiç bir zaman zilyet olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı ...’a açılan davanın kabulü ile dava konusu olan 104 ada 90 ve 91 parsel sayılı taşınmaz tapularının iptali ile davacı adına tesciline; diğer davalı ... hakkındaki davanın ise husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili ile davacı vekili temyiz etmiştir.
1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, bu nedenle reddi gerekmiştir.
2) Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
6100 sayılı HMK’nin 326. maddesinde hüküm verilirken Kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği belirtilmiştir. HMK’nin 323/ğ maddesi uyarınca avukatlık ücreti de yargılama giderleri arasındadır.
Somut olayda, davalılardan ... hakkında dava konusu taşınmazların maliki olmadığı gerekçesiyle husumet nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Hakkındaki dava husumet yönünden reddedilen davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek nispi vekalet ücreti takdiri doğru değil ise de, belirtilen husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK"nun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm sonucunun 6. bendindeki "8.353,84TL" ibaresi hükümden çıkarılarak yerine “1.500,00TL” ibaresinin eklenmesine, hükmün değiştirilmiş ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.