16. Hukuk Dairesi 2016/8855 E. , 2019/3791 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın karar vermek için yeterli bulunmadığı belirtilerek; mahallinde yeniden keşif yapılarak, davacının ve tespitin dayanağı olan Temmuz 1303 tarih 25 sıra numaralı tapu kaydının yöntemince uygulanması, dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan davaya konu edilen taşınmazın niteliği, intikali ve tasarrufu hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, taşınmazın öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği hususlarının, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, bilirkişi ve tanık sözlerinin komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmesi, Temmuz 1303 tarih 25 sıra numaralı tapu kaydının kadastro sırasında revizyon görüp görmediğinin merciilerinden sorulması, tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsadığı sonucuna varıldığı takdirde, tapu kaydının değişebilir sınırlı olduğunun ve miktarına göre kapsamının belirlenmesi gerektiğinin göz önünde tutulması, çekişmeli taşınmazın niteliği ile ilgili olarak ise 3 kişilik uzman ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması, tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsadığı sonucuna varıldığı takdirde kayıt miktar fazlası yönünden davacı tarafın iktisaba yeterli zilyetliğinin olup olmadığı hususu üzerinde durulması, yine kayıt miktar fazlası yönünden davacı adına belgesiz olarak aynı çalışma alanı içinde taşınmaz iktisap edilip edilmediği sorulmak suretiyle miktar sınırlamasına ilişkin araştırma yapılarak davacının belgesizden edinebileceği taşınmaz miktarının belirlenmesi, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacılar Hazine ve ...’un davalarının kısmen kabulüne, çekişmeli 154 parsel sayılı (uygulama kadastrosu sonucu 115 ada 11 parsel) taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile, 08.12.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen toplam 39.112,84 metrekarelik bölümünün davacı ... adına tapuya tesciline; (C) harfi ile gösterilen 29.613,70 metrekarelik bölümünün mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline tesciline; (D) harfi ile gösterilen 72.316,00 metrekarelik bölümünün ise paftasında dere yatağı olarak gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar Hazine temsilcisi ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava konusu 154 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlerine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile taşınmazın bu bölümlerine ilişkin usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- Çekişmeli 154 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Her ne kadar bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, çekişmeli taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün davacı ...’in dayandığı ve tespitin de dayanağı olan Temmuz 1303 tarih ve 25 sıra nolu tapu kaydının kapsamında kaldığı, (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün ise, tapu kaydının kapsamı dışında kaldığı, bitki örtüsü bakımından mera parselinden ayrıldığı, uzun yıllar hububat yetiştirildiği ve bu bölüm üzerinde zilyetlikle kazanım koşullarının davacı yararına gerçekleşmiş olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, mahkemece uyulan bozma ilamında, taşınmazın öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığının ve davacının aynı çalışma alanında belgesizden taşınmaz edinip edinmediğinin araştırmasının yapılması gereğine değinildiği halde, bozma sonrası yapılan keşifte yerel bilirkişilerden taşınmazın mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı hususu sorulmamış, davacının aynı çalışma alanında belgesizden taşınmaz edinip edinmediği araştırılmamış, taşınmazın mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, komşu mera parseli ile çekişmeli taşınmaz arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı hususlarında irdeleme yapmayan, yetersiz ziraatçi bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınmış, ve böylelikle bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeden hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.Öte yandan, tapu kaydının bir taşınmazı kapsadığının kabul edilebilmesi için mevkiinin ve en az üç sınırının uyması gerekir.Davacının ve tespitin dayanağı olan Temmuz 1303 tarih ve 25 sıra nolu tapu kaydı, dere, kesan hududu ve Yakup çayırı sınırlarını okuduğu, kayıtlarda geçen Yakup çayırının her ne kadar yerel bilirkişilerce taşınmazın kuzeyinde bulunan komşu 150 parsel sayılı taşınmazın maliki evveli olduğu belirtilmiş ise de, bu taşınmaza revizyon gören 1937 tarih ve 73 sıra nolu vergi kaydının malikinin ... oğlu ... olduğu, taşınmazın tespitinin ise ... çocukları adına yapıldığı ve Yakup’un taşınmazının zeminde mevcut olmadığı ve kesan hududunun ise çekişmeli taşınmazın güneyinde bulunan komşu 156 parsel sayılı taşınmazdan sonra geldiği anlaşılmaktadır. Bu duruma göre, tapu kaydının çekişmeli taşınmazı tamamen yada kısmen kapsadığının kabulü mümkün bulunmadığından, çekişmeli taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün tapu kaydının kapsamında kaldığına yönelik mahkemenin değerlendirmesi de yerinde değildir. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kadastro sırasında belgesiz zilyetlik nedeniyle tespit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğü ile Kadastro ve Tapu Müdürlüklerinden sorularak, varsa bu taşınmazlara ait kadastro tutanak örnekleri ve oluşmuş ise tapu kayıtları ile Harita Genel Komutanlığından çekişmeli taşınmazı gösteren tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait en az üç ayrı zaman dilimine ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra, mahallinde taşınmazın bulunduğu köy ile komşu köylerden yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, üç kişilik uzman ziraatçi mühendisi bilirkişi heyeti, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişisi hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı; keşif sırasında çekişmeli taşınmaz bölümleri ile komşu mera parseli arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı araştırılmalı, taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmaz bölümlerin öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı hususlarında mahalli bilirkişiler ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; ziraat bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin niteliğiyle ilgili önceki tarihli ziraatçi bilirkişi raporunu da irdeler mahiyette, tarımsal niteliğini bildirir, taşınmazın diğer bölümleri ve komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden mera, yaylak veya kışlak vasfında olup olmadığını, mera parselinden nasıl ayrıldığını, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetlik var ise zilyetliğin şeklini ve süresini bildiren, taşınmaz bölümlerinin değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisinden belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, çekişme konusu taşınmaz bölümlerin hava fotoğraflarında gösterilmesi istenmeli ve taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunun, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığının, imar-ihyaya muhtaç olup olmadığının, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise imar-ihyasına ne zaman başlanıldığının ve hangi tarihte tamamlandığının belirlenmesine çalışılmalı; fen bilirkişisine, keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli ve bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.