13. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/19509 Karar No: 2017/6734 Karar Tarihi: 31.05.2017
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/19509 Esas 2017/6734 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2015/19509 E. , 2017/6734 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı şirkete 1.11.1997-23.11.2007 tarihleri arasında hukuk danışmanı olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatının tahsili amacıyla başlattığı takibe vaki iptaline karar verilmesini istemiş, 18.11.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini danışmanlık ve vekalet ücretine ilişkin ücretler ile ödenen ücretler arasındaki farkın tahsiline yönelik olarak ıslah ettiğini, 20.01.2015 tarihli duruşmada ise talebinin itirazının iptaline karar verilmesine ilişkin olduğunu ifade etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Mahkemece, taraflar arasında vekalet ilişkisi olduğu gerekçe gösterilerek davanın reddine ilişkin verilen ilk karar, davacının temyizi üzerine 9. Hukuk Dairesi"nin 17.12.2013 tarihli ilamı ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında 18.11.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle davacı, talebini danışmanlık ve vekalet ücretine ilişkin ücretler ile ödenen ücretler arasındaki farkın tahsiline yönelik olarak ıslah ettiğini, 20.01.2015 tarihli duruşmada ise talebinin itirazının iptaline karar verilmesine ilişkin olduğunu ifade etmiş, mahkemece ıslah edilen talep esas alınarak, icra takibinin kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin olarak yapıldığı, danışmanlık ve vekalet ücretine ilişkin usulüne uygun başlatılan bir takip bulunmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Oysa ki, HUMK’nun 83. maddesi ve 4.2.1948 tarih, 10/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Bu nedenle davacının ıslahtan önceki talebi dikkate alınarak sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerekirken, mahkemece yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma sebep ve şekline göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bent gereğince temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.