18. Ceza Dairesi 2017/7288 E. , 2019/13349 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, kötü muamele
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Temyiz kanun yoluna tabi olup kesinleşmesi halinde infaza verilecek olan ilamın, açıklanacak yeni hüküm olduğu, bu nedenle yargılama sonucunda ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçunn unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, önceki karara yollama yapılmak suretiyle Anayasanın 141, CMK"nın 34, 223 ve 230. maddelerine aykırı davranılması,
2- CMK"nın 170. maddesinin 3, 4 ve 6. fıkraları uyarınca, iddianamede mağdur veya suçtan zarar görenlerin kimliği, yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri mevcut delillerle ilişkilendirilerek yüklenen suçu oluşturan olaylar gösterilmeli, aynı Kanunun 225. maddesine göre de, hüküm ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilmelidir. Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 21/02/2012 gün 4/570-51 sayılı Kararında açıklandığı üzere, soruşturma evresinde elde ettiği kanıtlardan ulaştığı sonuca göre iddianameyi hazırlamakla görevli iddia makamı, CMK"nın 225/1. maddesi uyarınca kovuşturma aşamasının sınırlarını belirlemektedir. Bu bakımdan iddianamede yüklenen suçun unsurlarını oluşturan fiil/fiillerin nelerden ibaret olduğunun hiçbir duraksamaya yer bırakmayacak biçimde açıklanması zorunludur. Böylelikle sanık, iddianameden üzerine atılı suçun ne olduğunu hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde anlamalı, buna göre savunmasını yapabilmeli ve kanıtlarını sunabilmelidir. İddianame, sanığa isnat edilen ve suç sayılan maddi fiilleri açıkça göstermeli, hukuki nitelendirmesi yapılan fiilin kanunda karşılığı olan suç ve cezası hakkında bilgi içermelidir. İsnat edilen suçun dayanağı olan maddi olaylar hakkında savunmasını yapabilecek şekilde sanığın bilgilendirilmemesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin adil yargılanma hakkına ilişkin 6/3-a maddesinin ihlaline de yol açacaktır. Bu sebeple, bir olayın açıklanması sırasında başka bir olaydan söz edilmesinin o olay hakkında dava açıldığını göstermeyecek, dava konusu yapılacak eylemin iddianamede bağımsız olarak anlatılması ve sevk maddesinin belirtilmesi gerekecektir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında iddianamede sanığın tehdit eylemiyle ilgili sevk maddesi olmaması ve mağdur ...’u tehdit ettiğine ilişkin bir anlatımının da bulunmaması karşısında, sanığa olayda uygulama yeri bulunmayan CMK’nın 226. maddesine göre ek savunma hakkı verilerek iddianamede anlatılmayan eylemler nedeniyle tehdit suçundan da ayrıca mahkumiyet hükmü kurulması,
3- TCK’nın 232. maddesi, yaralama, tehdit ve sövme gibi Kanunun başka maddelerinde açıkça suç olarak düzenlenmiş eylemler dışında kalan ve failin aynı konutta birlikte yaşadığı kişilere karşı gerçekleştirdiği, çıplak gezdirme, aç bırakma, sürekli alay etme, korkutma vb. eylemlerini kötü muamele suçu olarak düzenleyip yaptırıma bağlamaktadır.
Somut olayda, sanığın 07/12/2008 tarihinde eşi ve çocukları olan mağdurları eve almama şeklinde gerçekleştiği anlaşılan eyleminin, ne şekilde süreklilik gösterdiği denetime olanak verecek biçimde açıklanıp tartışılmadan, yetersiz gerekçeyle kötü muamele suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
4- Kabule göre de,
a- Sanığın 26/01/2015 tarihli duruşmadaki lehe hükümlerin uygulanması talebinin, TCK’nın 50. maddesindeki hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesini de kapsadığı gözetilerek, CMK’nın 230/1-d maddesi uyarınca, kötü muameleden kurulan hükümde bu hususta kanuni dayanakları da gösterilerek olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi,
b- Kötü muamele eylemlerinin mağdur sayısınca suç teşkil edeceği nazara alınmadan, sanık hakkında tek suçtan hüküm kurulması,
c- TCK’nın 106/1. maddesinin 2. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun takibinin şikayete bağlı olması ve mağdur ...’un hükümden sonra 27/09/2017 havale tarihli dilekçeyle şikayetinden vazgeçtiğini beyan etmesi karşısında, sanığa, TCK"nın 73/6 maddesi uyarınca şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak sonucuna göre, CMK"nın 223/8. maddesi gereğince şikayet yokluğu nedeniyle düşme kararı verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri bu nedenle yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, başkaca yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 30/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.