14. Hukuk Dairesi 2017/5425 E. , 2021/2178 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20/05/2008 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/03/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 96 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Davalı ..., taşınmazın paydaşı olan murisleri ...’nın öldüğünü ve diğer mirasçı ..."nın mirası reddettiğini tek mirasçı olarak kendisinin kaldığını, taşınmaz üzerindeki muhdesatın murisi ...’ya ait olduğundan muhdesata isabet eden kısmın kendisine ödenmesi gerektiğini savunmuştur.
Davacı vekili, 08.08.2014 tarihli duruşmada muhdesatın ...’ya ait olduğunu kabul ettiklerini beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüyle ortaklığın satış suretiyle giderilmesine, muhdesata isabet eden kısmın davalılardan ...’ya ödenmesine, davalılardan ... muris ...’nın mirasını reddettiğinden bu davalı açısından davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı ..."in aşağıdaki (2) numaralı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2) Davalı ..."in diğer temyiz itirazlarına gelince;
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK"nun 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
TMK’nın 611. maddesinde, yasal mirasçılardan birinin mirası reddetmesi durumunda onun payının, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçeceği, hususu düzenlenmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK"nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Somut olayda; Mahkemece, davalılardan ...’nın paydaş muris ...’nın mirasını reddettiğinden bu davalı açısından davanın reddine karar verilmiştir. Muris ...’nın mirasını reddeden davalı ...’nın UYAP sistemi üzerinden alınan nüfus kayıt örneğine göre eşi ve alt soyunun bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan TMK’nın 611. maddesine göre işlem yapılarak mirası reddetmemişler ise, hak sahiplerinin davaya dahil edilmesinin sağlanması ve taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir
Kabule göre de, davalı ..., dava konusu 96 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın murisi ...’ya ait olduğunu ileri sürmüş olup, davanın tüm taraflarının muhdesat iddiasını kabul edip etmediklerine dair beyanları alınmamış, sadece davacının kabulü yeterli görülmüştür.
Bu durumda mahkemece, öncelikle tüm tarafların muhdesat iddiasını kabul edip etmediklerine dair beyanlarının tespit edilmesi, muhdesat konusunda ihtilaf bulunduğunda muhdesat iddiasında bulunan davalı ...’ya muhdesatın aidiyeti konusunda dava açmak üzere HMK"nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmesi, açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, tüm tarafların muhdesat iddiasını kabul etmesi veya muhdesatın aidiyeti davası açılıp da muhdesatın davalı ...’nın murisi ...’ya aidiyetine karar verilmesi halinde; yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek bilirkişiden rapor alınmak suretiyle satış bedelinden ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenerek, muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara dağıtılması ve dağıtım oranlarının hükümde açıkça gösterilmesi; mahkemece verilen süre içerisinde dava açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuşcasına davaya devam edilmesi gerekirken, belirtilen hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile oran belirlenmeden ve bu oranlar hükümde açıkça gösterilmeden, infazı kabil olmayacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ..."in sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ..."in temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 25.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.