Güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2020/12063 Esas 2021/2625 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/12063
Karar No: 2021/2625
Karar Tarihi: 09.03.2021

Güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2020/12063 Esas 2021/2625 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, sanığın güveni kötüye kullanma suçundan mahkum edildiği belirtiliyor. Katılan vekilinin duruşma talebini reddeden mahkeme, suçun uzlaşma kapsamında olduğunu ve dosyanın uzlaşma bürosuna tevdi edildiğini ancak uzlaşmanın sağlanamadığını ifade ediyor. Sanığın bir aracı kira süresi sona erdiği halde iade etmediği için suç işlediği iddia ediliyor. Kararda, suçun basit güveni kötüye kullanma suçuna ilişkin olduğu belirtilerek ceza miktarının altı aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezası olduğu vurgulanıyor. CMK'nın 251/1. maddesi gereğince basit yargılama usulünün uygulanabileceği ancak Anayasa Mahkemesi kararı ile \"kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü\" uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı verildiği, bu sebeple dosyanın \"Basit Yargılama Usulü\" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu belirtiliyor. Kararda, TCK'nın 155/1, 62, 50/1-a, 52/2-4 ve CMK'nın 251 maddelerine atıfta bulunuluyor.
15. Ceza Dairesi         2020/12063 E.  ,  2021/2625 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Güveni kötüye kullanma
    HÜKÜM : TCK"nın 155/1, 62, 50/1-a, 52/2-4 gereğince mahkumiyet

    Sanığın güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Katılan vekili yerel mahkeme hükmünü duruşma talepli olarak temyiz etmiş ise de hükmün niteliğine göre, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı Kanun"un 318. maddesi gereğince duruşma isteminin reddi ile sanığa atılı güveni kötüye kullanma suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaşma bürosuna tevdii edildiği ancak; uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;
    Sanığın, katılan şirketten kiraladığı 34 HVH 21 plaka sayılı aracı kira süresi sona erdiği halde, iade etmeyerek üzerlerine atılı suçu işlediği iddia olunan somut olayda;
    Sanığın yargılama konusu eyleminin, 5237 sayılı TCK’nın 155/1. maddesi kapsamında yer alan “Basit güveni kötüye kullanma” suçuna ilişkin olduğu, bahse konu eylem yönünden öngörülen ceza miktarının “altı aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezası”na ilişkin olduğu anlaşılmakla; 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nın 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesinin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise ve CMK’da yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olsa da, iptal kararının sonuçları itibariyle Maddi Ceza Hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nın 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan TCK"nın 7. ve CMK’nın 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit Yargılama Usulü" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 09/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.