23. Hukuk Dairesi 2015/7679 E. , 2017/3459 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen sözleşmenin yürürlükte bulunduğunun tespitine ilişkin asıl; tazminata ilişkin birleşen davanın yargılaması sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 28.05.2015 gün ve 2015/2323 Esas, 2015/4041 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Asıl davada davacı vekili, müvekkili yüklenici ile davalı arsa sahibi arasında ... 4. Noterliği"nin 18.09.2008 tarih ve 37897 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile bu sözleşmeye ek olarak düzenlenmiş ... 4. Noterliği"nin 17.03.2009 tarih ve 820 yevmiye sayılı ek sözleşme imzalandığını, davalının 11.08.2009 tarihli ihtarname ile "süresi içinde belediyeye inşaat ruhsatı başvurusu yapılmadığından" bahisle sözleşmenin münfesih hale geldiğini bildirerek, müvekkilinin eşi ..."ı verdiği vekaletlerden azlettiğini, söz konusu azil ve fesihlerin haksız olduğunun ... 5. Noterliği"nin 25.08.2009 günlü 18502 yevmiye sayılı ihtarnamesiyle davalıya bildirildiğini, taraflar arasında yapılan 18.09.2008 tarihli sözleşmenin 5. maddesi gereği müvekkiline tanınan 45 günlük inşaat ruhsatı almak için belediyeye müracaat süresi içinde belediyeye inşaat ruhsatı için müracaat edildiğini, bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmenin kendiliğinden münfesih olmadığını, inşaat planında yapılan değişiklikler nedeniyle inşaat ruhsatı alınamadığını, inşaat planında yapılan değişikliklerin taraflar arasında düzenlenen 17.03.2009 tarihli ek sözleşmede de yer aldığını, iş sahibi davalının, hem sürekli mimari projede değişiklik yapılmasını istediğini veya buna sözlü olarak onay verdiğini, hem de süresinde inşaat ruhsatı alınmadığı için akdi tek taraflı feshettiğini bildirdiğini, iş sahibi için asıl olanın işin kararlaştırılan süre sonunda bitirilmesi olduğundan, işin sözleşme süresi içinde bitirilmesi imkânı bulunduğu müddetçe fesih hakkı kullanamayacağını ileri sürerek, 18.09.2008 tarihli sözleşme ve 17.03.2009 tarihli ek sözleşmelerin yürürlükte ve tarafları bağlayıcı bulunduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin geçerliliğine ilişkin ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2009/472 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını ve halen derdest olduğunu, anılan davanın devamı sırasında davalının dava konusu taşınmaz üzerinde inşaata başladığının öğrenildiğini, davalının feshinin haksız ve usulsüz olduğunu, azilname nedeniyle müvekkilinin işlere devam etme imkânının kalmadığını, davalının haksız
ve yasal olmayan şekilde sözleşmeyi tek taraflı feshi nedeniyle müvekkilinin sözleşme ve ek sözleşmeden kaynaklanan kâr mahrumiyeti, sözleşme hükümleri gereği cezai şart ve bunların faizlerini talep etme hakkı doğduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak, yapılan masraflar ile birlikte 20.000,00 TL mahrum kalınan kâr ile 5.000,00 TL cezai şartın toplamı olan 25.000,00 TL"nin 25.06.2009 tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini toplam 842.827,00 TL"ye artırmıştır.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili, davaların reddini istemiştir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen karar, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 28.05.2015 tarih ve 2015/2323 E., 2015/4041 K. sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Bu kez, asıl ve birleşen davada davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 07,80 TL harç ve takdiren 275,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 27.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.