Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3181
Karar No: 2019/2123
Karar Tarihi: 28.03.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/3181 Esas 2019/2123 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davanın tarafları arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesi uyarınca davalının davacıya bir ipotek verdiği, davacının bu ipoteği kaldırmaması nedeniyle icra takibine başlandığı ancak davacının borcunu ödeyerek takibi durdurduğu ve çekleri geri aldığı, bu nedenle davalının artık davacıya bir borcu kalmadığı iddia edilmiştir. Ancak mahkeme bu iddiaları yetersiz bularak asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kabulüne karar vermiştir. Sonrasında yapılan incelemeler sonucunda hükmün bozulduğu ve davacının borcunun sona erdiği kararına varıldığı belirtilmiştir. Birleşen dava ise davacının açılmamış sayıldığı belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri: HMK 150/1-5.
19. Hukuk Dairesi         2017/3181 E.  ,  2019/2123 K.

    "İçtihat Metni"

    19. HUKUK DAİRESİ
    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki asıl menfi tespit- birleşen alacak davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -

    Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen akaryakıt bayilik sözleşmesi ile davacının davalının bayii olarak faaliyete başladığını, davalı lehine 05.09.2005 tarihinde ipotek tesis ettiğini, davalıdan aldığı mal bedeli karşılığı olarak toplam 192.632,25 TL tutarlı (7) adet çek verdiğini, çek bedellerini ödeyemeyince davalının aleyhine çeklerle takibe başladığını, icra takibi sırasında davacının borcunu ödeyip, (7) adet çeki iade alıp, bankaya teslim ettiğini, böylelikle bu tarih itibariyle davalıya borcu kalmadığını, çekin borçlunun elinde olmasının bedelin ödendiğine karine teşkil ettiğini, ancak keşide edilen ihtarnameye rağmen davalının ipoteği fek etmeyip, aleyhe ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başladığını belirterek, davacının davalıya borcu bulunmadığının tespitine, haksız takip nedeniyle %40"tan az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı aleyhine girişilen icra takibinin itirazı üzerine durduğunu, icra hukuk mahkemesine itirazın kaldırılması davası açıldığını, davacının dava açmakta hukuki menfaati bulunmadığı gibi, davacının çekleri ödemediği halde taraflar arasında anlaşma sağlanıp, borcun cari hesaba tahvili ile davacının davalıya karşı doğmuş-doğacak borçlarının teminatı olmak üzere 05.09.2005 tarihinde taşınmaz malikine vekaleten davalı lehine ipotek tesis ettiğini, çeklerin bila bedel iade edildiğini, davacının keşide edilen ihtarnameye rağmen ihtar tarihi itibariyle 81.766,40 TL olan borcunu ödememesi üzerine icra takibine başlandığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
    Davacı vekili birleşen davada, davalının 2005-2007 yılları arasında doğmuş olan akaryakıt nakliye bedeli borcunu ödemediğini belirterek 42.988,89 TL"nin temerrüt tarihi olan 25.01.2008"den itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili birleşen davaya cevabında, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, cari hesapta alacağı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere göre, davalının usulüne uygun tutulan ticari defter ve kayıtlarında davacının davalıya vermiş olduğu (7) adet çekin ödenmemiş olduğu, bu hususun taraflar arasındaki yazışma içeriklerinden de anlaşıldığı ve buna göre de 05.09.2005 tarihinde ipoteğin tesis edilerek, çeklerin 20.10.2005 günü iade edildiği, sözleşmenin 4. maddesine uygun şekilde borcun cari hesaba tahvil edilmiş olduğu ayrıca gerek işlemlerin birbirini takip eden sıralaması, gerekse borcun ödendiği ve alacaklı olunduğu iddiasına rağmen davalı lehine ipotek tesis edilmesinin de yazışmalar yanında varılan bu sonucu teyit ettiği, davalının ticari defterinde davacının 81.766,40 TL borçlu olduğunun görüldüğü ve yine aynı hususun kesinleşen icra mahkemesi kararı ile de saptandığı gerekçeleriyle yerinde görülmeyen asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olup Dairemizin 15.05.2014 tarihli 2013/11781 -2014/9226 esas ve karar sayılı ilamı ile "Dava konusu (7) adet çekin, 20.10.2005 tarihli teslim tutanağı ile asıl davanın davalısı ... Ofisi AŞ. vekili Avukat ... tarafından, asıl davanın davacısı ..."a iade edilerek teslim edildiği, teslim tutanağı içeriğinde “çeklerin ödenmeden teslim edildiği”ne ilişkin herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Kural olarak, çeklerin borçlu elinde bulunması ödemeye karine teşkil eder. Her ne kadar mahkemece gerek işlemlerin birbirini takip eden sıralaması, gerekse borcun ödendiği ve alacaklı olunmasına karşın işlem sonrasında davalı lehine ipotek tesisinin de yazışmalar yanında varılan sonucu teyit ettiği, davacının davalı defterlerine göre 81.766,40 TL borçlu olduğunun kesinleşen icra hukuk mahkemesi kararıyla da belirlendiği ve böylece karinenin aksinin kanıtlandığı gerekçeleriyle asıl dava ile birleşen davanın reddine karar verilmiş ise de, yerel mahkemenin bu yönleri içeren gerekçelerinde isabet görülmemiştir. Zira gerekçede sözü edilen yazışmaların davalı yanın kendi birimleri arasındaki iç işleyişi ile ilgili yazışmalar olduğu, davacı ile karşılıklı yazışmalar bulunmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. İşlemlerin sıralamasının ve ipotek tesisinin tek başına sözü edilen karinenin aksini kanıtlamaya elverişli olduğu kabul edilemez. Ayrıca icra hukuk mahkemesinin istihkak ve ihalenin feshi kararları dışındaki kararları da takip hukukuna ilişkin olup, maddi hukuka dayalı menfi tespit davasında kesin delil olarak değerlendirilemez. Tüm bu durum karşısında mahkemece delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. ” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davaya konu çeklerin karşı taraftan teslim tutanağı ile alan davacının borcunun sona erdiği, davalının karinenin aksini ispata yönelik delil sunmadığı, çeklerin davacının elinde bulunmasının ödemeye karine teşkil edeceği gerekçesiyle, asıl davanın kabulüne, birleşen dava bakımından ise kayıtlarda yapılan inceleme sonucunda davacının akaryakıt nakliye alacağı olduğuna yönelik herhangi bir tespit ve kayıt bulunmadığı gerekçesiyle, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Birleşen davada davacı vekili 10.03.2016 tarihli celsede davayı takip etmeyeceğini belirtmiştir. Mahkemece bu durumda HMK 150/1-5 maddeleri gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin asıl ve birleşen davaya yönelik sair temyiz itirazlarının şimdilik incelemeye yer olmadığına peşin harcın istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 28/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi