
Esas No: 2015/7362
Karar No: 2016/2520
Karar Tarihi: 30.03.2016
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2015/7362 Esas 2016/2520 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Menfi tespit-İstirdat
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit ve istirdat davasına dair karar, davacılar ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili dava dilekçesinde, 01/09/2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiralanan taşınmazın 16/10/2012 tarihinde fiilen tahliye edilerek, kargo ile gönderilen kiralananın anahtarının 21/11/2012 tarihinde davalı kurum çalışanına teslim edildiğini, müvekkillerinin kira borcu olmamasına rağmen davalı tarafından başlatılan icra takibi nedeniyle icra tehditi altında müvekkillerinin ödeme yapmak zorunda kaldıklarını belirterek müvekkillerinin borçsuzluğunun tespitine, ödenen 2.800 TL"nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacıların işyerinin 01/09/2012 tarihli sözleşme ile kiralanmasından dolayı borcu bulunmadığının tespitine, fazla ödenen 476,65 TL"nin tahsiline karar verilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı kiracı ve davalı kiraya verenin temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı kefilin temyiz itirazlarına gelince; Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01/09/2012 başlangıç tarihli, üç yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı ... kira sözleşmesini kefil olarak TBK.nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra 01/09/2012 tarihinde imzalamıştır. TBK.nun kefalet sözleşmesinde şekil şartını düzenleyen 583.maddesi “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” hükmünü içermektedir. Takibe konu kira sözleşmesinde TBK.nun 583.maddesinde belirtilen şekil şartına uyulmadığından kefalet sözleşmesi geçersizdir. Bu durumda mahkemece, davacı kefil yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı kefilin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 30.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.