13. Ceza Dairesi 2016/11065 E. , 2018/1394 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, kamu görevlisine yalan beyan da bulunma
HÜKÜMLER : Mahkumniyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I) Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Birden fazla tekerrüre esas olabilecek hükümlüğü bulunan sanığın hangi ilamının tekerrüre esas alındığı hükümde gösterilmemiş ise de, infaz aşamasında bu hususta mahkemesinden karar alınması mümkün görüldüğünden bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53. madde 1. fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümden “b” bendinin çıkartılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II)Sanık hakkında yalan beyanda bulunma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Diğer temyiz itirazlarının reddi,
Ancak;
Sanık yakalandıktan sonra görevli polis memurları tarafından ismi sorulduğunda çelişkili ifadelerde bulunduktan sonra adını Yıldıray Enselituğ olarak söyleyip, Yıldıray Enselituğ adına
düzenlenmiş sürücü belgesini ibraz ettiği; sürücü belgesin kendisine ait olup olmadığı sorulduğunda, gerçek kimliğini beyan ettiği anlaşılmakla; gerçekte Yıldıray Enselituğ isminde bir şahsın olup olmadığı araştırılıp sonucuna göre, böyle bir şahsın varlığının tespiti halinde TCK"nun 267/1. maddesi delaletiyle 268. maddesi uyarınca ""iftira"" suçundan, gerçekte böyle bir şahsın varlığının tespit edilememesi halinde ise TCK"nun 206. maddesi uyarınca ""yalan beyan"" suçundan sanık hakkında hüküm kurulması yerine, herhangi bir araştırma yapılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Sanık hakkında tekerrüre esas alınan ilamın hüküm fıkrasında gösterilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı biçimde hüküm kurulması,
3- Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53. madde 1. fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK"un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, 07.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.