14. Hukuk Dairesi 2019/4275 E. , 2019/8814 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 25.11.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil veya tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 26.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, davacıların murisi ..."ın 2003 yılında vefat ettiğini, ölümüne kadar eşi ile birlikte ..., İslambey Mahallesi 249. sk 24 No"lu adreste kendi yaptığı tek katlı bahçeli evde oturduğunu, sağ kalan eşi ..."nin akli dengesinin yerinde olmaması nedeniyle..."e götürüldüğünü, evin ise akrabaları tarafından kapatıldığını, yurt dışında yaşayan davacıların bu ev ile ilgilenmediklerini, satılması gündeme geldiğinde imar uygulaması sonucunda tapusunun davalıya verildiği ve davalı tarafından işgal edilip başkalarına kiraya verildiğinin öğrenildiğini, murisin evi inşa ettiği gibi yıllarca vergilerini de ödediğini, davalının tapusundaki bu yere iyi niyetle ev yapıldığını, evin değerinin arsadan çok fazla olduğunu belirterek Türk Medeni Kanununun 724. maddesi uyarınca ... 8 pafta 17574 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline, davalının haksız elatmasının önlenmesine, olmadığı takdirde evin bedeli ve uğranılan tüm zararların tazminine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, 04.03.2010 günlü oturumda, dava konusu taşınmazı ... isimli bir kişiden yıkık dökük bir bina olarak satın aldığını, bu ailenin kısa süre oturmasına izin verdiğini, kira da almadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıların tapu iptali ve tescil, tazminat ve kira istemine ilişkin davaları ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesi gereğince temliken tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
TMK"nin 684 ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasa koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi TMK"nin 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilmesi gerekecektir.
Dava konusu 17574 parsel sayılı taşınmaz davalı ... tarafından yargılama sırasında 10.05.2013 tarihinde ... isimli kişiye, onun tarafından da 24.10.2013 tarihinde ... isimli kişiye satılmıştır.
Dosya kapsamı itibariyle davacıların beyanları ve bu beyanları destekleyen tanık ifadelerinden anlaşılacağı üzere dava konusu 17574 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davacıların murisi tarafından inşa edilmiş bir yapı mevcuttur.
TMK"nin 723. maddesindeki düzenlemede;
A) Malzeme sahibinin iyi niyetli olması halinde; aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin malvarlığında sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz makilinin malzeme sahibine muhik (haklı) bir tazminat vermesi gerektiği,
B) Malzeme sahibi iyi niyetli değilse; tazminat miktarının levazımın en az kıymetini geçemeyeceği belirtilmiştir.
Davacılar tarafından TMK"nin 724. maddesine dayalı temliken tescil talebi, dava konusu taşınmazın dava dışı ... ve sonra da ... isimli kişilere satılarak temlik edilmesi nedeniyle HMK"nin 125. maddesine göre tazminata tahvil edilmiş olduğundan TMK"nin 723. maddesi hükmü gözetilerek, davacıların murisinin iyi niyetli olup olmadığı belirlenerek oluşacak duruma göre bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle yapıdan dolayı tazminata hükmedilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.