10. Hukuk Dairesi 2020/3108 E. , 2020/7537 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle, davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, mahkemece verilen 08/06/20166 tarihli karar, Dairemizin 07/03/2019 günlü ve 2016/16605 Esas, 2019/2171 Karar Sayılı ilamı ile ""..., sigortalının sitede bekçilik yaparken yıkım işi yapması nedeniyle; Olay tarihinde site yönetimi oluşup oluşmadığı, oluşmamış ise kat maliklerinin sorumlu işveren olup olmadıkları ve davalı ... ..."un yahut sitenin işveren olup olmadığı değerlendirilmeli,yine yapılan araştırma ile davalının 3. kişi olması halinde ise bu anlamda sorumluluğu araştırılmalı ve buna göre yeni bir kusur raporu alınmalıdır.... davalı ... Beyazid Algur"un 506 sayılı Yasanın 10. maddesi kapsamında sorumlu olduğu kabul edilmiş ise de yeterli inceleme ve araştırmanın yapılmadığı anlaşılmıştır ” gereğine işaret edilerek, bozulmuştur.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
Eldeki davada ise, bozmaya uyulmuş ise de bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir.
Somut olay incelendiğinde;
Mahkemece yeniden kusur raporu alınmadan bozma öncesi alınan kusur raporu doğrultusunda hesap bilirkişisi raporuna göre hüküm kurulmuştur. Mahkemece yapılması gereken iş; Yargıtay incelemesinden geçerek kesenleşen Hak sahipleri tarafından açılan Bakırköy 10. İş Mahkemesinin 2018/42 E sayılı tazminat dosyasının içeriği de gözetilerek kusur raporları arasındaki çelişki giderilecek şekilde işçi sağlığı ve iş güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman başka bir bilirkişi heyetinden; kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınarak, oluşması halinde çelişki de giderilerek önceki bozma gerekleri de yerine getirilerek hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine 23/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.