11. Hukuk Dairesi 2016/10350 E. , 2018/6699 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... . Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/06/2014 gün ve 2014/56-2014/321sayılı kararı bozan Daire’nin 09/05/2016 gün ve 2015/8517-2016/5227 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olup, davalı şirketin 17.10.2007 tarihli genel kurul toplantısı öncesinde ..."nın 368. maddesine uygun şekilde genel kurula davete ilişkin işlemleri yerine getirmediğini, bu nedenle söz konusu genel kurulda alınan kararların geçersiz olduğunu, davalı şirketin yönetim kurulunun üç kişiden oluşup, ikisinin devlet memuru olarak çalıştıklarını, kanuna aykırı bu durum nedeniyle yönetim kurulunun yok hükmünde olduğunu, bu yönetim kurulu tarafından esas sözleşmeye aykırı olarak yapılan hisse devirlerinin kabul edilerek pay defterine kaydına ilişkin olarak verilen kararların da yok hükmünde olduğunu ileri sürerek, şirketin yönetiminin kayyuma teslimine ihtiyati tedbir ile karar verilmesine, kanunun emredici hükümlerine ve esas sözleşme hükümlerine aykırı toplanan 17.10.2007 tarihli genel kurulun ve aldığı kararların yokluğunun tespit edilmesine, bu genel kurulda alınan sermaye artırım kararının iptaline ve dava dilekçesinde belirtilen usulsüz hisse devirlerini onaylayan yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ile yapılan satışların pay defterinden silinmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur.
Bu kez davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava, davalı şirketin 17/10/2007 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların yokluğunun tespiti ile usulsüz olarak yapılan hisse devirlerini onaylayan yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespit edilerek, yapılan satışların pay defterinden silinmesi istemlerine ilişkin olup mahkemece verilen davalı şirketin 17/10/2007 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yokluğunun tespitine, yapılan hisse satışlarının onayına ilişkin Yönetim Kurulu kararının batıl (hükümsüz) olduğunun ve satış sonrası paylara sahip olan kişilerin bu pay devirlerini davalı şirkete karşı ileri sürmelerinin mümkün bulunmadığının tespitine dair kısmen kabul kararı Dairemizin 09/05/2013 tarihli 2012/3004 Esas 2013/9515 Karar sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Dairemiz bozma ilamında, davacının toplantıya çağrılmaması toplantı ve karar nisaplarını etkilemediği gibi başkaca bir nedene dayalı olarak ileri sürülen yokluk ve geçersiz iddiası da bulunmayıp, esasen davaya konu genel kurulun yok hükmünde veya geçersiz sayılmasını gerektirecek bir aykırılığın mevcut olmadığı, davacının davaya konu genel kurulda alınan kararlara karşı ancak iptal davası açma hakkı bulunup, bu hakkın da toplantı tarihinden itibaren 3 aylık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığı anlaşıldığından süresinde açılmayan iptal davasının reddi gerektiği,; pay devirlerinde anasözleşmenin 6. maddesinde düzenlenen bağlam hükmünün uygulanmadığı, anılan maddedeki koşullar uygulanmadan yapılan pay devirlerinin kabul edilerek pay defterine kayıt edildiği, davalı şirketin üç büyük hissedarından biri ve aynı zamanda davacının eşi olan ..."nun davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olup, ..."nun kendisi tarafından da anılan bağlam hükmüne uyulmadan pay devirlerinin yapıldığı, bu durumda, şirket ortağı olmasının dışında davalı şirketin eski büyük hissedarlarından birisi ve yönetim kurulu üyesi ..."nun eşi de olan davacının gerek eşi tarafından uzun yıllardır yapılan işlemlerden gerekse davaya konu pay devirlerinden haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırı bulunduğundan davacının uzun yıllar hiçbir itiraza uğramadan yapılan pay devirlerine yönelik işlemlerin anasözleşmeye aykırılığını ileri sürerek yok hükmünde sayılmasını istemesinin, somut olayın özellikleri dikkate alındığında MK"nın 2. maddesinde düzenlenen hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırılık teşkil ettiğinden davacının usulsüz hisse devirlerini onaylayan yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ile yapılan satışların pay defterinden silinmesi yönündeki isteminin de reddine karar verilmesi gerektiği bildirilmiştir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyulmuş, 05/06/2014 tarihli karar ile, iptal davasının süre yönünden reddine, davacının gerek eşi tarafından uzun yıllardır yapılan işlemlerden gerekse davaya konu pay devirlerinden haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacının uzun yıllar hiçbir itiraza uğramadan yapılan pay devirlerine yönelik işlemlerin ana sözleşmeye aykırılığını ileri sürerek yok hükmünde sayılmasını istemesinin MK"nın 2. maddesinde düzenlenen hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırılık teşkil edeceği gerekçesiyle davacının diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir. Mahkemenin ikinci kararı Dairemizce bu kez, 2012/3004 Esas 2013/9515 Karar sayılı ilamı ile, davalı şirket vekili tarafından dosyaya sunulan ek beyanlarda anasözleşmedeki pay devirlerine ilişkin bağlam hükmünün 2007 yılında yapılan genel kurul toplantısında yapılan anasözleşme değişikliği ile kaldırıldığının da ileri sürülmüş olmasına göre, bu yöndeki anasözleşme değişikliği dahi dikkate alınmadan iddia olunan değişiklik sonrasını da kapsayan pay devirleri hakkında da yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği belirtildiğinden, uyulan bozma ilamından sonra mahkemece, bu hususla ilgili hiçbir değerlendirme yapılmadan ve gerekçe belirtilmeksizin karar verilmiş olmasının doğru görülmediği gerekçesiyle bozulmuşsa da; davacının pay devirlerine yönelik işlemlerin ana sözleşmeye aykırılığını ileri sürerek yok hükmünde sayılmasını istemesinin MK"nın 2. maddesinde düzenlenen hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırılık teşkil edeceği kabul edilerek dava konusu tüm pay devirlerine ilişkin talepler yönünden verilen ret kararının yerinde bulunduğu ve ana sözleşme değişikliğine ilişkin iddianın araştırılmasının da verilen ilk bozma ilamı nazara alındığında varılan sonucu değiştirmeyeceği sonucuna ulaşılmıştır. Bu suretle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanması gerektiğinden davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 09/05/2016 tarihli 2015/8517 Esas 2016/5227 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılarak hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 09/05/2016 tarihli 2015/8517 Esas 2016/5227 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılarak mahkeme kararının ONANMASINA, ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyen davalıa iadesine, peşin harcın onama harcından mahsubuyla 8.20 TL"nin davacıdan alınmasına, 25/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.