14. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/5575 Karar No: 2021/2176 Karar Tarihi: 25.03.2021
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/5575 Esas 2021/2176 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir ortaklığın giderilmesi davasına ilişkin olarak verilen hüküm, tebligatların Kanunun ilgili maddelerine uygun olarak yapılmadığı gerekçesiyle temyiz edildi. Kanun değişikliğine göre, gerçek kişilere yapılacak tebligat için iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. İlk aşamada, muhatabın adres kayıt sistemine göre bilinen son adresine normal bir şekilde tebligat yapılması gereklidir. Ancak muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memuru araştırmalar yaparak tebligatın kendisine ulaşmasını sağlamalıdır. İkinci aşamada, muhatabın adresi tespit edilemezse tebligat çıkaran mercie geri gönderilir ve açık mavi zarfla yerleşim yeri adresi belirtilerek tebligat yapılır. Mahkeme kararında, tebligatların Kanunun ilgili maddelerine aykırı olarak yapıldığı belirtilerek gerekçeli kararın usulsüz olarak tebliği nedeniyle dosyanın iade edilmesine karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2 ve 21/2. maddeleridir.
14. Hukuk Dairesi 2017/5575 E. , 2021/2176 K.
"İçtihat Metni"
14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki İİK"nun 121. maddesine dayanan ortaklığın giderilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R
7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. 1) Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir. 2) Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir. Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması ve bu hükme göre tebliğ edilmesi, yukarıda belirtilen hükümlere aykırı olduğundan ve muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından usulüne uygun değildir. Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda somut olaya gelince; Gerekçeli kararın dahili davalılardan ..., ..., ...’ ye doğrudan Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, tebligatların 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu anlaşılmakla, Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda gerekçeli karar usulsüz olarak tebliğ edilen dahili davalılara, gerekçeli kararın 7201 sayılı Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine göre usulüne uygun olarak tebliği ile temyiz süresinin beklenilmesi, daha sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 25.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.