4. Ceza Dairesi 2020/1233 E. , 2020/9274 K.
"İçtihat Metni" Basit tehdit suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-2.cümle, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 07/11/2019 tarihli ve 2018/348 esas, 2019/796 sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 10/02/2020 gün ve 94660652-105-34-1504-2020-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18/02/2020 gün ve 2020/21292 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, sanık hakkında aynı eylem nedeniyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 2017/22871 esas sayılı iddianame ile açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, Bakırköy 43. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/09/2019 tarihli ve 2017/541 esas, 2019/495 sayılı kararı ile sanık hakkında aynı suçtan verilmiş olan mahkûmiyet kararının 04/09/2019 tarihinde kesinleşmiş olması karşısında, sanık hakkında aynı eylem sebebiyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/20816 esas sayılı iddianamesi ile açılan ve Bakırköy 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/348 esas sayılı dosyası ile görülen mükerrer davanın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/7. maddesinde “Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir.” hükmü gereğince reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilerek, mükerrer ceza tayininde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Basit tehdit suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-2. cümle, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/11/2019 tarihli ve 2018/348 esas, 2019/796 sayılı kararının, sanık hakkında aynı eylem nedeniyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 2017/22871 esas sayılı iddianame ile açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, Bakırköy 43. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/09/2019 tarihli ve 2017/541 esas, 2019/495 sayılı kararı ile sanık hakkında aynı suçtan verilmiş olan mahkûmiyet kararının 04/09/2019 tarihinde kesinleşmiş olması karşısında, sanık hakkında aynı eylem sebebiyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/20816 esas sayılı iddianamesi ile açılan ve Bakırköy 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/348 esas sayılı dosyası ile görülen mükerrer davanın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/7. maddesinde “Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir.” hükmü gereğince reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilerek, mükerrer ceza tayininde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Aynı fiil nedeniyle aynı sanık hakkında mükerrer dava açılarak, iki kez mahkumiyet kararı verilmiş olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK"nın 223. maddesinin 7. fıkrasında "Aynı fiil nedeniyle aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa, davanın reddine karar verilir" hükmü yer almaktadır.
Mükerrer davadan bahsedilebilmesi için, sanık hakkında açılan her bir davanın tarafları, suç tarihleri ve olayının aynı olması gerekmektedir.
5271 sayılı CMK"nın 223/7. maddesi ve 1982 Anayasasının 141/3. maddesinin "davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir" düzenlemeleri ile 11 Nolu Protokol İle Değişik İnsan Haklarını Ve Ana Hürriyetlerini Korumaya Dair Sözleşemeye Ek 7 Nolu Protokolün Onaylanmasına dair 10/03/2016 tarih ve 6684 sayılı Kanunla kabul edilerek 25/03/2016 tarihli ve 29464 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ek 7 no"lu protokolün 4/1. maddelerinde yer alan "hiç kimse bir devletin ceza yargılama usulüne ve yasaya uygun olarak kesin bir hükümle mahkum edildiği ya da beraat ettiği bir suçtan dolayı aynı devletin yargısal yetkisi altındaki yargılama usulleri çerçevesinde yeniden yargılanamaz veya mahkum edilemez." düzenlemesi birlikte değerlendirildiğinde, kesinleşmiş bir hüküm varsa, bu kesin hükme konu dava yargılaması devam eden davadan sonra açılmış da olsa, kesin hükmün dokunulmazlığı gözetilerek yargılaması devam eden davanın reddinin uygun olacağı düşünülmektedir.
Somut olayda;
Bakırköy 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/11/2019 tarihli ve 2018/348 esas, 2019/796 sayılı dosyasının incelenmesinde; sanık ..."in katılan ..."e yönelik, iddianamede "şüpheli ..."in şikayetçinin kardeşinden olan alacağını alamaması nedeniyle suç tarihinde şikayetçiye Facebook internet sitesi üzerinden gönderdiği mesajlarda ".... Sunu bil ben o evi ananızın babanızın başına yıkıcam evlatlarımın velayetini kaybetim artık hiç bir şeyim kalmadı korkum da yok gerisini siz düşünün o şerfsiz abinin yaptıklarını ncezasını sende ananda babanda çekecek, git istediği yere şikayet et gerekirse gazetelere te lire çıkacam herkese rezil edeceğim sizi bu iş çok kötü yerlere gidecek.... Rezilliğiniz türkiye öğrensin çalıştığın yerede gelicek tvler.... " şiklinde sözler sarf ederek şikayetçiyi tehdit etmek suretiyle atılı suçu işlediği" şeklinde tanımlanan 02/04/2017 tarihli tehdit eylemi nedeniyle cezalandırılması talebiyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 07/06/2018 tarihli ve 2017/36378 sayılı iddianamesiyle kamu davasının açıldığı, yargılama neticesinde Bakırköy 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 07/11/2019 tarihli ve 2018/348 esas, 2019/796 sayılı kararıyla sanığın, TCK"nın 106/1-2. cümle, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 500,00 Türk lirası adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, cezanın tür ve miktarı itibariyle hükmün kesin nitelikte olduğu,
Bakırköy 43. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/09/2019 tarihli ve 2017/541 esas, 2019/495 sayılı dosyasının incelenmesinde; sanık ..."in katılan ..."e yönelik, iddianamede "Müştekinin abisinin, bir dönem Şüpheli ile gönül ilişkisi içinde olduğu; ancak ikilinin daha sonra ayrıldıkları; bununla birlikte, Şüphelinin, kendisine borçlu olduğu iddiasıyla Müştekinin abisine ulaşmaya çalıştığı; bu kapsamda da 02.04.2017 günü Müştekiye, facebook isimli sosyal medya ağı üzerinden mesajlar attığı ve "Şunu bil, ben o evi ananızın babanızın başına yıkacağım.", "o şerefsiz abinin yaptıklarının cezasını, sen de anan da baban da çekecek", "bu iş çok kötü yerlere gidecek" biçiminde tanımlanan 02/04/2017 tarihli tehdit eylemi nedeniyle cezalandırılması talebiyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 24/08/2017 tarihli ve 2017/20267 sayılı iddianamesiyle kamu davasının açıldığı, yargılama neticesinde Bakırköy 43. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 04/09/2019 tarihli ve 2017/541 esas, 2019/495 sayılı kararıyla sanığın, TCK"nın 106/1-2. cümle, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.500,00 Türk lirası adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, cezanın tür ve miktarı itibariyle hükmün kesin nitelikte olduğu,
Anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
5271 sayılı CMK"nın 223. maddesinin 7. fıkrasında "Aynı fiil nedeniyle aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa, davanın reddine karar verilir" hükmünün yer alması, mükerrer davadan bahsedilebilmesi için, sanık hakkında açılan her bir davanın taraflarının, suç tarihlerinin ve olayının aynı olmasının gerekmesi, somut olayda, her iki dava dosyasına konu olayların, davanın taraflarının ve suç tarihinin aynı olması karşısında; Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 07/06/2018 tarihli ve 2017/36378 sayılı iddianamesiyle açılan kamu davasının reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın TCK"nın 106/1-2. cümle, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 500,00 Türk lirası adli para cezasıyla cezalandırılmasına dair Bakırköy 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 07/11/2019 tarihli ve 2018/348 esas, 2019/796 sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1)Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarnamede yer alan bozma nedeni yerinde görüldüğünden, Bakırköy 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 07/11/2019 tarihli ve 2018/348 esas, 2019/796 sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2)Yargılamanın tekrarlanması yasağı ve aynı Kanun maddesinin 4-d fıkrasına göre, sanık İbrahim Yalçın"ın tehdit suçundan cezalandırılmasına ilişkin hüküm fıkralarının,
“1)Sanığın suç tarihinde işlediği aynı fiili nedeniyle daha önceden verilmiş bir hüküm olduğu anlaşıldığından CMK"nın 223/7. maddesi gereğince sanık hakkında açılan davanın REDDİNE,
2)Yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına,”
şeklinde DÜZELTİLMESİNE, bozulan kararda yer alan diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, 07/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.