Dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1- Sanıklar ... ve ...’a yüklenen suçun niteliği itibariyle suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen ve bu nedenle de davaya katılma hakkı bulunmayan Hazinenin, davaya katılmasına ilişkin verilen karar hukuki değerden yoksun olup hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden, vekilinin temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi gereğince REDDİNE, 2- Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin temyizine gelince; 31.03.2010 tarihli Mali Suçları Araştırma Kurulu raporu ile 13.12.2011 tarihli bilirkişi kurulu raporunda sanığın uyuşturucu ticareti suçundan kazandığı para ile malvarlığı hareketleri arasında somut ilişki kurulamadığının bildirilmiş olması, tüm dosya kapsamından da; sanığın, öncül suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tâbi tutmak suretiyle aklama suçunu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine mahkumiyetine hükmolunması, Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 31.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.