11. Hukuk Dairesi 2019/2883 E. , 2020/824 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3. Sulh Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 18/12/2018 tarih ve 2014/722-2018/1422 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili tarafından davalı ..."e 20.10.1998 tarihli kredi sözleşmesi ile 2.500 TL"lik kredi kullandırıldığını, diğer davalı ..."nın krediyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalayarak borcu teminat altına aldığını, borcun ödenmediğini, dava tarihi itibarı ile, 3.752,93 TL ana para, 60.785,27 TL faiz, ve 3.039,26 TL BSMV olmak üzere toplam 67.577,46 TL ye ulaşan alacaktan davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 67.577,46 TL’nin 05.06.2009 tarihinden itibaren işleyecek %153 faizle, müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; asıl borçlu olarak gösterilen davalının davacı bankadan hiçbir zaman kredi kullanmadığını, ceza mahkemesi kararıyla bu hususun tespit edildiğini, banka personelin usulsüz kredi kullandırdıklarını, asıl borcun mevcut olmaması nedeniyle müvekkilinin sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili; davalının davacı bankadan kredi kullanmadığını, okuma yazma bilmeyen davalıdan vekaletname alan Ahmet Irmak"ın dava konusu işlemleri gerçekleştirdiğini, vekaletnamedeki nüfus bilgilerinin davalı tarafından bilinmediğini, parmak izi alınmadan düzenlenen vekaletnamede mühür olması halinde Noterlik Yasası"nın 75. maddesi gereği vekaletnamenin geçersiz olduğunu, kredi sözleşmesinin dayanağı olan vekaletnamenin usulen uygun olarak düzenlenmesi gerektiğini, banka çalışanlarının eylemlerinin ceza dosyasında tespit edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davalı ... yönünden Adli Tıp Uzmanı Grafolog tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda ...Bankası Kredili Mevduat Hesap Sözleşmesinde ve Kasa Tediye Fişinde davalı ...’e atfen atılmış imzaların ...’in mukayese imzaları ile aynı el ürünü olduğunu gösterir herhangi bir grafolojik ilişki kurulamadığına dair kanaate varıldığı, davalı ... yönünden ise BK 582 maddesi uyarınca kefaletin esas sözleşmenin geçerliliği şartına bağlı olduğu, davacının verilen kredilerden doğan zararları ile ilgili olarak davalılar hakkında dava açmaları ve adı geçenlerin sorumlu tutulmalarının mümkün olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 03/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.