16. Hukuk Dairesi 2016/10041 E. , 2019/3748 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu .../Merkez İlçesi ... çalışma alanında bulunan 149 ada 73 parsel sayılı 70,39 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Kadastro Komisyonunca pınar ve arsası vasfıyla ... (...) Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında 6360 sayılı Yasa uyarınca ... Belediye Başkanlığı davaya dahil edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile çekişmeli 149 ada 73 parsel sayılı taşınmazın (...) Köyü Tüzel Kişiliği adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazın davacı ve öncesinde murisleri tarafından uzun yıllardır kullanıldığının anlaşıldığı gerekçe gösterilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Dava konusu taşınmaz, Kadastro Komisyonunca pınar ve arsası vasfıyla ... (...) Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı taraf taşınmazı kırk yıldır kullandığını, 1974 yılında ilk olarak kendisi tarafından pınar olduğunu keşfettiğini, pınarı yer altından çıkararak suyu kullanmaya başladığını, öne sürerek kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davaya konu edilen taşınmaz üzerinde bulunan ve davacı ...’un hak iddia ettiği kaynaktan çıkan suyun genel su veya özel su niteliğinde olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 756. maddesine göre; kaynaklar, arazinin bütünleyici parçası olup, bunların mülkiyetinin ancak kaynadıkları arazinin mülkiyeti ile birlikte kazanılabileceği belirtilmiştir. Kaynak suyu kendiliğinden kaynadığı arazinin hudutlarını aşacak debide ise ya da malikinin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra fazlası varsa genel su kabul edilir ve komşular yararlanabilir. Mahkemece taşınmaz başında keşif yapılmış, keşifte sadece davacı tarafın tanıkları dinlenmiş, keşif sonrasında ziraatçi bilirkişisinden rapor alınmış ancak jeolog bilirkişisinden rapor alınmamıştır. Özel su, taşınmazdan çıkan ve sadece o taşınmazın ve malikinin kişisel ihtiyacını karşılamaya yeterli olan sudur. Ancak, yukarıda belirtildiği gibi, taşınmazdan çıkmış olsa bile çıktığı taşınmaz ve malikinin kişisel ihtiyacından fazla ve taşınmazın dışına taşacak bir fazlalığa sahip su varsa bu su genel su niteliğindedir. Genel sulardan ise kadim ve öncelik hak ihlal edilmemek suretiyle herkes ihtiyacı oranında yararlanabilir. Bu durumda mahkemece, suların az olduğu dönemde uzman bilirkişiler aracılığıyla (üç kişilik jeoloji mühendisi bilirkişisi, ziraat mühendisi ve fen elemanından oluşacak bir heyet ile) yeniden keşif yapılarak, dava konusu suyun debisi ölçülmek suretiyle özel kaynak suyu mu yoksa genel su mu olduğu duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli; genel su olduğu sonucuna varıldığı takdirde herkesin ihtiyacı oranında öncelikli ve kadim hak korunarak yararlanabileceği göz önünde tutularak tarafların suya ihtiyaçları araştırılıp, sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Belediye Tüzel Kişiliği vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,15.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.