5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/24526 Esas 2020/9577 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/24526
Karar No: 2020/9577
Karar Tarihi: 02.07.2020

5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/24526 Esas 2020/9577 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, Sanık hakkında 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık suçundan mahkumiyet hükmü vermiştir. Ancak, Resmi Gazete’de yayımlanan 7242 sayılı Kanun'un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir” düzenlemesi, Sanık lehine bir hüküm içermektedir. Yine aynı Kanun'un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun'un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle, Sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ayrıca soruşturma aşamasında düzenlenen ve hükme esas alınmaya elverişli bilirkişi raporuna göre, suça konu eşyanın nakil aracının ağırlıklı bölümünü oluşturması ve malen sorumlunun, aracın sürekli olarak kullanımında olduğunu beyan etmesi karşısında, nakil aracının müsaderesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde müsaderesine yer olmadığına karar verilmiştir.
5237 Sayılı TCK'nin 52/4 maddesi uyarınca taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısm
19. Ceza Dairesi         2019/24526 E.  ,  2020/9577 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet, nakil aracının müsaderesine yer olmadığı

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    1-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklinde düzenlemenin sanık lehine hükümler içerdiği, yine aynı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, suça konu eşyanın suç tarihindeki gümrüklenmiş değeri tarafsız ve bağımsız bilirkişi vasıtasıyla tespit edilmek suretiyle; 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
    2-Soruşturma aşamasında düzenlenen ve hükme esas alınmaya elverişli bilirkişi raporuna göre suça konu eşyanın nakil aracının ağırlıklı bölümünü oluşturması, taşınmasında bu aracın kullanılmasında zorunluluk bulunması, suça konu eşyanın değeri ile nakil aracının değeri arasında fahiş fark bulunmaması ve malen sorumlunun, aracın sürekli olarak eşi olan sanığın kullanımında olduğunu beyan etmesi karşısında beyanlarının güvenlik tedbirinden kurtulma amaçlı olduğu ve iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olmadığı gözetilerek nakil aracının müsaderesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde müsaderesine yer olmadığına karar verilmesi,
    3-5237 sayılı TCK’nin 52/4 maddesi uyarınca taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edilebileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrilebileceğinin ihtarı ile yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
    4-Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilirken anılan maddenin 1-c bendindeki hak yoksunluklarının sanığın alt soyu haricindekiler bakımından uygulanmamasına yol açacak şekilde hüküm kurulması ve 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 02/07/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.