Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13315
Karar No: 2018/6670
Karar Tarihi: 25.10.2018

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/13315 Esas 2018/6670 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/13315 E.  ,  2018/6670 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/05/2016 tarih ve 2013/231-2016/128 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 23/10/2018 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacılar vekili, müvekkili şirketlerin ..."nin grup şirketlerinden olduğunu, ..."nin birçok ülkede market zinciri bulunduğunu, davacı ....KG"nin ... Grup’a ait marketler ve satışa sunulan her nevi ürün ve hizmete ait markaların tescil ve yönetimi ile uğraştığını, “...” unsurlu çok sayıda tescilli markasının olduğunu, diğer davacının da ... Grup Şirketleinin Türkiye’deki kolu konumunda bulunduğunu, davalının açtığı markette “...” ibaresini öne çıkaracak şekilde kullandığını, çekilen ihtar sonrasında tabelesını “...” haline getirdiyse de şubelerinde, ürün ambalajları, iş evrakları üzerinde “...” ibaresini kullanılmaya devam ettiğini, davalının “...” ve “...” ibarelerini kullanımının davacıların haklarına tecavüz niteliğinde bulunduğunu ileri sürerek, davalının davacıların marka haklarına tecavüz ve haksız rekabette bulunduklarının tespitine, davalı fiillerinin men"ine, maddi durumun ortadan kaldırılmasına, hükmün ilanına, davalının davacıların ticaret unvanına ve işletme adına tecavüz eden kullanımlarının tespitine, yasaklanmasına, maddi durumun ortadan kaldırılmasına, tecavüz teşkil eden davalının kullanımına ilişkin araçların ve malların imhasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 13/03/2014 tarihli dilekçesi ile 50.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte tahsilini istemiş, 15/12/2014 tarihli dilekçesiyle de maddi tazminat talebini 105.173,36 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili, davalının markasal kullanımının renk ve şekil unsurları ile birlikte değerlendirildiğinde davacıların tescilli olduğunu bildirdikleri “...” unsurlu markalarından farklı olduğunu, davalının kullanımlarının davacıların marka hakkına, unvanına tecavüz oluşturmayacağı gibi haksız rekabet de yaratmayacağını, davacıların bir zarara uğramadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulüne, davalı tarafın “... ...-...”, “...” şeklindeki işyeri tabelasında, internet adresinde, twitter ve facebook"da, iş ilanlarında, market tanıtım araçlarında kullanımının davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, marka tecavüzünün ve haksız rekabetin internet yoluyla kullanılması dahil men’ine, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına, marka hakkına tecavüz oluşturan tabela, broşür, afiş, poster, poşet, torba, ürün ve her türlü tanıtım vasıtasına el konulup imhasına, hükmün ilanına, ıslah dilekçesi kapsamında talep edilen 50.000 TL tazminatın 26/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 5.000 TL manevi tazminatın 26/10/2010 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacının fazlaya ilişkin diğer istemlerinin ve ikinci kez yapılan ıslah talebinin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, mahkeme karar başlığında davacılardan ... ... ... Alışveriş Hizmetleri Limited Şirketinin unvanı gösterilmemiş, adı geçen davacı tarafından açılan dava hakkında bir değerlendirme yapılmamış, hüküm de kurulmamış olup, mahkeme kararında yapılan bu eksiklik doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    3-Dava dilekçesiyle, markaya tecavüzün, haksız rekabetin tespiti, men"i, sonuçlarının ortadan kaldırılması, hükmün ilanı istemleriyle birlikte davalının davacıların ticaret unvanına ve işletme adına tecavüz eden kullanımlarının tespitine, yasaklanmasına, maddi durumun ortadan kaldırılmasına, tecavüz teşkil eden davalının kullanımına ilişkin araçların ve malların imhasına karar verilmesi de talep edilmiş olduğu halde ticaret unvanına ve işletme adına yapılan tecavüz iddiaları yönünden mahkemece bir inceleme ve araştırma yapılmamış, karar gerekçesinde bu talepler yönünden bir değerlendirmede bulunulmamış, olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir. HMK"nın 297. maddesi hükmüne göre, mahkeme kararlarının iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, bu delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalar ile bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri yani mahkemeyi sonuca götüren gerekçenin ne olduğu hususlarını içermesi gerekir. Aynı şekilde, Anayasa"nın 141/3. maddesi hükmü de, tüm mahkeme kararlarının gerekçeli olmasının gerektiğini vurgulamaktadır. Bu suretle, ticaret unvanına ve işletme adına yapılan tecavüz iddiaları yönünden mahkemece inceleme ve değerlendirme yapılmaması ve bu talepler yönünden bir karar verilmemesi de doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
    4-Ayrıca yukarıda açıklandığı gibi davacılar vekilince dava dilekçesiyle, davalının davacıların marka haklarına tecavüz ve haksız rekabette bulunduklarının tespitine, davalı fiillerinin men"ine, maddi durumun ortadan kaldırılmasına, hükmün ilanına, davalının davacıların ticaret unvanına ve işletme adına tecavüz eden kullanımlarının tespitine, yasaklanmasına, maddi durumun ortadan kaldırılmasına, tecavüz teşkil eden davalının kullanımına ilişkin araçların ve malların imhasına karar verilmesi talep edilmiş, 13/03/2014 tarihli ıslah dilekçesiyle dava dilekçesindeki taleplere ek olarak 50.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte tahsili istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası şeklinde ikame edilen marka
    ihlalinden kaynaklanan tazminat davasında tazminat hesaplamasına ilişkin rapor sunulana kadar şimdilik 50.000 TL maddi tazminatın faiziyle birlikte tahsilinin istendiği bildirilmiş, 15/12/2014 havale tarihli dilekçeyle ise maddi tazminat talebinin 105.173,36 TL"ye yükseltildiği, eksik harcın tamamlandığı, maddi tazminat talebinin 105.173,36 TL olarak değerlendirilmesinin talep edildiği belirtilmiştir. Böylece, 13/03/2014 tarihli dilekçe ile maddi tazminat talebinin belirsiz alacak davası olarak açıldığı ifade edildiğine göre 15/12/2014 havale tarihli dilekçeyle maddi tazminat talebinin belirlenerek harcın tamamlanması mümkün olup, verilen 15/12/2014 havale tarihli dilekçenin ikinci ıslah dilekçesi olarak kabul edilmeyeceği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, mahkemece 15/12/2014 havale tarihli dilekçenin ikinci ıslah dilekçesi olduğu kabulüyle 13/03/2014 tarihli ıslah dilekçesi kapsamında talep edilen 50.000 TL tazminatın faiziyle birlikte tahsiline hükmedilerek ikinci kez yapılan ıslah talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
    5-Bozma sebep ve şekline göre, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2.732,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davacılara iadesine, 25/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi