13. Hukuk Dairesi 2016/6786 E. , 2017/6623 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıların ortak girişimle ... ... ... ... Baştabipliği 2006 yılı temizlik işleri ihalesini kazandığını ve taşeron firma olarak hizmet verdiklerini, davalı eski çalışanı ... ... aleyhlerine açtığı işçi alacağı davası neticesinde ... 6. İcra Müdürlüğünün 2009/13601 esas sayılı dosyasına 129,67-TL stopaj kesilerek 8.144,79-TL olarak toplamda 8.274,46-TL ödendiğini, davalılarla imzalanan sözleşmenin eki olan teknik şartnamede taşeron firmanın çalıştırdığı işçilerin Kanun gereği tüm alacaklarından tek başına sorumlu olduğu yazılı olması sonucu fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 8.274,46-TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; 8.144,79-TL"nin ödeme tarihi 23/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacı idareye verilmesine, fazlaya ait istemin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, hizmet alım ihalesinin davalılarca oluşturulan adi ortaklık tarafından üstlenildiğini, ihale şartnamesine göre, davalı yüklenicilerin çalıştırdığı işçilerin iş hukukundan doğan her türlü işçilik hakları ile ilgili ücret ve tazminatlarından sorumlu olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış olup, dava dışı işçinin işçilik alacaklarının tahsili için açtığı dava sonunda hesaplanan miktarın eldeki davanın tarafı olan davacıdan tahsiline karar verildiği ve icra takibi sonunda da, davacı tarafından ödendiği ihtilafsızdır.
1-Davacının temyiz talebi yönünden; 14.7.2004 günlü ve 5219 sayılı yasa ile HUMK.nun 427/2 maddesindeki temyiz ile ilgili parasal sınır 1.000.000.000 TL, 5236 sayılı yasanın 19. maddesi uyarınca 1.1.2015 tarihinden itibaren 2.080,00 TL.ye çıkarılmıştır. Anılan yasada derdest davalar yönünden ne şekilde uygulanacağı yönünde açık bir uygulama hükmü bulunmamakta ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.2.2005 gün ve esas 2005/13-32, karar 2005/85 sayılı kararı uyarınca yerel mahkemelerce kurulan hükümlerin temyizinin ve temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay daireleri ya da Hukuk Genel Kurulunca verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilmesi durumunda temyiz ya da karar düzeltme istemi hangi karara yönelik ise, o karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmünün esas alınacağı belirtilmiştir. Mahkemece davacı talebinin reddedilen kısmının 129,67 TL olması nedeniyle davacı tarafından temyiz edilen bölüm karar tarihi itibariyle 2.080,00 TL.yi geçmediğinden HUMK.nun 5219 sayılı yasa ile değiştirilen 427. maddesinin 2. fıkrası gereğince davacının temyiz hakkı bulunmamaktadır. O nedenle miktar itibariyle kesin olan karara ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağından hangi tarafın veya tarafların ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine, aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir. Somut olayda mahkemece son alt işveren olarak dava dışı işçiyi çalıştırmasından dolayı kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağının tamamının davalılarca oluşturulan adi ortaklığa rücuna karar verilmiştir. Ancak davalılar dışında, dava dışı işçiyi davacı işyerinde çalıştıran başka alt işverenler de olmuştur. Davacının kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağına konu ödediği işçilik haklarından doğan bedelden, davalı şirketlerin dava dışı işçiyi çalıştırdığı dönemi kapsayan kısmından sınırlı sorumlu olacağı, bu nedenle dava dışı işçinin davalılar işçisi olarak çalıştığı süre bir yıldan az olsa bile işçiyi çalıştırdığı süre ile orantılı olarak kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretinin bu alt işverenlerden müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerektiği ve işçilik alacakları davası neticesinde davacının ödediği yargılama giderleri, faiz ve vekalet ücreti açısından da işçilik alacağı miktarına göre bir oranlama yapılarak davacının davalılara bu alacağını da rücu edebileceği gözetilerek yapılacak inceleme sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle davacının temyiz dilekçesinin REDDİNE, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle davalıların üçüncü bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davalılara iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.