Taraflar arasındaki iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; velayeti davacıda olan küçük için hükmedilen aylık 1.000 TL iştirak nafakasının, aradan geçen süre ve küçüğün özel okula gitmeye başlaması nedeniyle yetersiz kaldığını ileri sürerek; iştirak nafakasının 3.500 TL"ye yükseltilmesini ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin yeniden evlenmesi ve çocuğunun olması nedeniyle giderlerinin arttığını, gelirinin ise azaldığını savunarak; davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının 1.250 TL ye yükseltilmesine ve küçük ile davalı arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince nafaka yönünden temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın tüm, davacı tarafın ise sair temyiz itirazları yerinde değildir. Davada, 22.04.2008 tarihinde açılan dava ile 1.000 TL ye yükseltilen iştirak nafakasının, aradan geçen 5 yıllık süre ve küçüğün özel okulda öğrenim görmeye başlaması nedeniyle yetersiz kaldığı ileri sürülerek, yükseltilmesi istenilmiştir. İştirak nafakası; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana-babanın mali durumuna göre takdir edilir. Hâkim, nafaka takdirinde; tarafların ekonomik durumlarındaki değişikliği araştırıp, gelirleri arasındaki bir oranlama yaparak, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyacak bir karar vermelidir.Somut olayda; devlet okulunda okumakta iken davacı annenin tayini nedeniyle özel okulda okumaya başladığı bildirilen küçüğün, öğrenim durumu ile eğitim ve diğer giderlerinin neler olduğu hususları araştırılmamıştır. Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bu nedenlerle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı tarafa iadesine, 26.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.