Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/16184
Karar No: 2014/10742
Karar Tarihi: 30.10.2014

İftira - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2013/16184 Esas 2014/10742 Karar Sayılı İlamı

9. Ceza Dairesi         2013/16184 E.  ,  2014/10742 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : İftira
    Hüküm : TCK"nın 268/1. maddesi delaletiyle TCK"nın 267/1, 269/3-a, 62/1, 50/1-a, 52/4. maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1-Sanığın doğrudan TCK"nın 267/1. maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden TCK"nın 268/1 maddesi delaletiyle uygulama yapılması,
    2- Kovuşturma başlamadan iftirasından dönen sanık hakkında etkin pişmanlık nedeniyle TCK"nın 269/2. maddesi yerine anılan Kanunun 269/3-a maddesi ile indirim yapılarak fazla ceza tayini,
    Kanuna aykırı olup hükmün bu nedenlerle BOZULMASINA, bu hususların yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK"nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün 1. paragrafından “TCK’nın 268/1. maddesi delaletiyle” ibaresinin çıkarıltılması, sanık hakkında tayin olunan temel cezanın TCK"nın 269/2. maddesi uyarınca 3/4 oranında indirilerek 3 ay hapis cezasına, anılan Kanunun 62. maddesi gereğince de 1/6 oranında indirim yapılarak sonuç hürriyeti bağlayıcı cezanın 2 ay 15 gün hapis cezası olarak belirlenmesi ve hükmolunan kısa süreli hapis cezasının TCK"nın 50/1-a, 52/2-3 maddeleri uyarınca günlüğü 20 TL"den adli para cezasına çevrilerek sonuç olarak 1500 TL adli para cezasına hükmedilmesi suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 30.10.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    .KARŞI OY:
    Ticari taksi şoförü olan sanığın, kendisine ait... plakalı ticari taksiyle alkollü olarak tek taraflı yaralamalı kaza yaptıktan sonra hastahanede araç şoförünü soran Jandarma görevlilerine, şifahi olarak aracın şoförünün ... olduğunu söylemekten ve sonra sanık ifadesi sırasında aracı kendisinin kullandığını kabul etmekten ibaret eyleminin iftira suçunu oluşturmayacağı kanaatiyle Sayın çoğunluğun hükmün onanmasına ilişkin görüşlerine karşıyım.
    Şöyleki; iftira suçunun failinde mağdur hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlama amacının bulunması gerekir. Oysa somut olayda sanık yakın arkadaşı olan mağdura attığı cep telefonu mesajı ile aracı kendisinin kullandığını söylemesini daha doğrusu suçu üstlenmesini istemiştir. O nedenle sanıkta iftira özel kastı yoktur.
    Sanıkta iftira kastının bulunup bulunmadığının belirlenmesinde sanığın mağdura attığı cep telefonu mesajının içeriğine bakmak gerekmektedir. Burada öncelikle belirtmek gerekir ki iftira ancak düşmanı olan ya da husumet beslenilen kişiye atılır. Gece geç saatlere kadar alkol alınan yakın arkadaşa karşı iftira atılmaz. Mesaj içeriği aynen şöyledir: “olum kaza geçirdik yemin ederim hastanedyz şofor sendn ben öle dedim ayik ol gelme sakn yarin gel.” Mesajdan anlaşıldığı üzere sanık alkollü olduğu için kaza yapan aracı mağdurun kullandığını yetkililere söylemiş, arkadaşı olan mağdura da ertesi güne kadar bekleyip alkolün etkisi geçtikten sonra adli makamlara başvurarak aracı kendisinin kullandığını söylemesini istemektedir. Yani sanık tahkikatı yanlış yola sevketmek ya da mağdurun suçu üstlenmesini istemektedir. Bu surette suçtan kurtulmak amacındadır. Suçluyu kayırma suçunun faili işlenen önceki suçun faili ya da şeriki olamayacağından ve suç üstlenmeyi mağdur kabul etmediğinden bu suçlar oluşmamıştır. Ancak iftira suçu da sanığın özel kastı bulunmadığından ve bu eylemleri savunma hakkı sınırları kapsamında kaldığından oluşmamaktadır.
    Gerçekten Anayasamızın 38. maddesinin 5. fıkrasına göre: “ Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.” Sanığın doğruyu söyleme yükümlülüğü bulunmamaktadır. CMUK"nın 147. maddesinin 1. fıkrasının “a” bendine göre; “Şüpheli veya sanık kimliğine ilişkin soruları doğru cevaplamakla yükümlüdür. Buna karşın sanık kimlik bilgileri ve adresi dışında savunması sırasında gerçeğe aykırı beyanda bulunursa fiil suç teşkil etmeyecektir...., Belgede Sahtecilik Suçları, 3. Baskı, s. 413-414)
    Ceza Muhakemesi Hukukunda sanığın ödevleri;
    - Hazır bulunma mecburiyeti,
    - Kararlara boyun eğme mecburiyeti,
    - Kimliği hakkında doğru beyanda bulunma mecburiyeti, olup bunlar dışında
    doğruyu söyleme mecburiyeti diye bir ödevi bulunmamaktadır.... Ceza Muhakemesi Hukuku, s. 112-113;..., Ceza Muhakemesi Hukuku, 2. baskı, c.I, s. 143-144)
    Sanığın sanık sıfatıyla verdiği ifade sırasında, aktif olarak kendisini savunarak suçtan kurtarmaya, beraatini sağlamaya, daha az ceza almaya, hakkında tahrik hükümlerinin uygulanmasına yönelik beyanları savunma hakkı kapsamında değerlendirilmelidir. Alkollü olarak araç kullanırken savunmasında aracı diğer sanığın kullandığına dair beyanların kendisini savunmaya ve suçtan kurtarmaya yönelik olduğuna, bu nedenle atılı suçun unsurlarının oluşmadığına yönelik yüksek Yargıtay 11. Ceza Dairesi"nin 21.12.2011 tarih ve 2008/13870, 2011/23806; yine 9. Ceza Dairesi"nin 30.10.2014 tarih ve 2014/3509, 2014/10737; 18.11.2013 tarih ve 2013/7947, 2013/14099 sayılı kararları mevcuttur.
    Sonuç itibariyle, somut olayda sanıkta mağdur hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılması amacının bulunmaması, sanığın eyleminin savunma hakkı kapsamında kalması nedeniyle iftira suçunun unsurlarının oluşmadığı kanaatinde olduğumdan, sanığın beraatine karar verilmesi görüşüyle Sayın çoğunluğun iftira suçundan mahkumiyet hükmünün onanmasına ilişkin görüşlerine karşıyım. 30.10.2014



    ...
















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi