Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/13877
Karar No: 2019/9284

Resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/13877 Esas 2019/9284 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık, resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından mahkum edilmiştir. Ancak, mahkemede hazır bulunmayan sanığın savunma hakkının kısıtlanması ve suçun sübutu konusunda yeterli delilin yapılmaması nedeniyle karar bozulmuştur. Kararda, 5237 sayılı TCK'nun 158/1-f maddesi uyarınca nitelikli dolandırıcılık suçu ve 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesi uygulaması için Anayasa Mahkemesinin iptal kararı dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 5271 sayılı CMK’nin 193 ve 196. maddeleri
- Türk Ticaret Kanunu'nda öngörülen zorunlu unsurlar
- 5237 sayılı TCK'nun 158/1-f maddesi
- 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi
11. Ceza Dairesi         2017/13877 E.  ,  2019/9284 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Sanığın temyiz talebinin incelenmesinde;
    1- Davanın görüldüğü yer mahkemesinin yargı çevresi dışında başka bir suçtan Silivri 4 No’lu Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan ve duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutulmasına dair ya da CMK"nin 196. maddesinin 5. fıkrasına göre verilmiş bir karar olmayan sanık ...’un, duruşmaları kendiliğinden takip etme olanağı bulunmadığı gözetilerek, duruşmada hazır bulundurulması ya da SEGBİS ile duruşmaya katılımının sağlanması gerektiği gözetilmeden, yokluğunda yargılamaya devamla mahkûmiyet hükmü kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK’nin 193 ve 196. maddelerine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması,
    2- Sanığın, ticaret yapma vaadi ile katılana teminat karşılığı verdiği çekin sahte çıkması üzerine Yılmaz isimli şahıstan aldığını beyan ettiği bu şahısla ticari ilişkisini belgeleyemediği, verdiği numaraların başka kişilere ait çıkması sebebiyle çeki aldığını iddia ettiği kişiye ulaşılamadığı bu gerekçelerle sanığın dolandırmak kastı ile hareket ettiğinin iddia olunduğu olayda; katılanın çeki gösterdiği kişilerin baskısının soluk olması sebebiyle sahte olabileceğini bildirdiğini beyan etmesi karşısında; suça konu belge aslı duruşmaya getirtilip, belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olduğu da gözetilerek, suça konu sahte çek aslının özellikleri duruşma tutanağına yazılıp, Türk Ticaret Kanunu"nda öngörülen zorunlu unsurları taşıyıp taşımadığı belirlenerek,
    gerekçede aldatıcılık niteliği ve zorunlu unsurları havi çek olup olmadığı hususları irdelenip, denetime olanak verecek şekilde suça konu çek aslının dosya içerisinde bulundurulmadan yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
    Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz talebinin incelenmesinde;
    3- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.03.1998 tarihli ve 6/8-69 sayılı kararında açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması hâlinde, borç hileli davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı; samut olayda katılanın mahkemedeki beyanlarında; 1000 dolar teminat verdiğini, daha sonra görüştüklerinde işin bedelinin yüksek olduğunu, zarar görürse nasıl altından kalkacağını sorması üzerine sanığın davaya konu çeki kendisine verdiğini beyan etmesi karşısında suç konusu çekin önceden doğan borç sebebiyle verildiği anlaşıldığından, dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek sanığın beraatine karar verilmesi yerine mahkûmiyetine hükmolunması,
    4- Kabule göre;
    a) Sahte çek kullanılmak suretiyle dolandırıcılık suçunun işlendiğinin iddia olunması karşısında; suçun sübutunun kabulü halinde eylemin 5237 sayılı TCK"nun 158/1-f maddesinde belirtilen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturacağı gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması, yasaya aykırı
    b) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ve Cumhuriyet savcısının temyiz talebi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi