18. Hukuk Dairesi 2014/13113 E. , 2015/1724 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, ... İli ... İlçesi .... Mahallesi 4 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Taşınmazın tarım arazisi niteliğinde kabulü doğru olup, yasa gereği bu taşınmaza kamulaştırma tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas tutularak değerlendirilir. Kamulaştırma Yasası"nın 11. maddesinin (i) bendine göre de, bedelin tespitinde etkisi olacak diğer objektif ölçüler de dikkate alınır. Doğaldır ki bu objektif ölçülerin neler oldukları taşınmazın niteliği dikkate alınarak ve değerlendirme esasları gözönünde bulundurulmak suretiyle belirlenir.
Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamalarına göre tarım arazisinde değer, taşınmazın yıllık tarımsal gelirinin kapitalizasyon faizine oranlanması suretiyle bulunmaktadır. Kapitalizasyon faizi ise %3-%15 arasında değişmekte olup, bu aynı zamanda arazinin rantı ile satış değeri arasındaki oranı belirlediğinden, uygulanacak kapitalizasyon faiz oranı saptanırken arazinin verimine etkili olan (sulu, taban arazisi, toprağın terkibi, ekilebilecek ürünler) faktörler yanında, satış değerine etkili olabilecek faktörler de (önemli yerleşim birimlerine yakınlığı, tarımsal amaçlı alt yapı olanakları, pazarlama ve ulaşım probleminin olmaması, yerleşim merkezine yakınlığı vs.) dikkate alınır. Maddenin, sözü edilen (i) bendi bu hususlar dışında olup, arazinin değerine etkili olabilecek objektif ölçülere ilişkindir. Bunlar da, Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamalarına göre, tarımsal faaliyet ve gerekleri ile ilgili niteliklerdir.
Bu nedenle, dava konusu taşınmazın ... yolu ile bağlantılı olup, ... ilçe merkezinin yakınında bulunması, mevzii imarlı olarak sanayi yapıları ve özellikle de eğitim, sağlık, eğlence, su ve yem depoları, arıcılık, hububat depoları gibi tesislerin yapılmasının mümkün olması, Yenişehir ilçesinin ihracaat merkezi özelliği taşıması vs. hususların objektif artış nedeni olamayacağı gözetilmeden % 40 oranında objektif nedene dayalı olarak bedelde artış yapılması,
2-Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasayla değişik 11.maddesinin 1. fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde taşınmaz malın kamulaştırma (dava) tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmektedir. Bu yöntemle taşınmazın değerinin saptanmasında münavebeye alınacak ürünler yönünden sulu ya da kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşır. Taşınmazın yan parselde bulunan kuyudan sulanması nedeniyle bahse konu kuyu üzerinde herhangi bir irtifak bulunmadığı da anlaşıldığı halde sulu arazi olarak kabul edilmesi ve bu yönde düzenlenen bilirkişi kurulu raporuna dayalı hüküm kurulması,
3-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, münavebeye alınan buğday, taze fasulye ve sivri bibere ait taşınmazın niteliğine göre sulu yada kuruda 2013 yılı itibariyle dekar başına asgari ve azami verimini, üretim maliyetini ve ortalama ürün satış fiyatını gösteren resmi verilerin gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden getirtilip bilirkişi raporunun denetlenmesi gerektiğinin dikkate alınmaması,
4-Mahkemece hüküm altına alınan ve bankaya yatırılan bedelin davalıya ödenmesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde "Tespit ve bloke edilen bedelin birer aylık kendiliğinden uzayan vadeli hesapta tutulmasına, bedelin talep halinde davalıya ödenmesine " şeklinde karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 09.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.