Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : İİK.nun 82/12. maddesinde, borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı belinlendikten sonra aynı maddede "ancak evin kıymeti fazla ise bedelinden haline münasip bir yer alınabilecek miktarı borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılır." hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda hükme esas alınan bilirkişilerin raporunda haczedilen taşınmazın 220.000 YTL değerinde olduğu tespit edilmiş bunun satışından elde edilecek bedelden alacaklıların payı ödendikten sonra geriye kalan miktarla borçlunun sosyal dokusuna uygun, bulunduğu mevki ve yakın çevresinde haline münasip ailesini barındırabilecek bir mesken olamayacağı ifade edilmiştir. Mahkemece bu rapora itibar edilerek şikayet kabul edilmiştir. Bu kabul tarzı yukarıda açıklanan yasada öngörülen düzenlemeye aykırı bulunmaktadır. İkamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı yakın çevresinde bir meskende ikamet etmesini gerektirmez. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş borçlunun İstanbul"un daha mütevazi bir semtinde haline münasip bir evi alabileceği değerin yasada öngörülen kurallara göre belirlenmesi mahcuzun tespit edilecek bu miktardan aşağı olmamak üzere ve anılan madde hükmüne uygun biçimde sınırlı olarak satılmasına, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine varsa artanın alacaklıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde şikayetin kabulü yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.