14. Hukuk Dairesi 2019/3690 E. , 2019/8754 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02/07/2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat talebi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 04.04.2014 tarihli 2014/6467 Esas- 2014/3903 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07/01/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili, davalı Adana ... ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, 1084 (112) parsel sayılı taşınmazda yapılan imar uygulamasının iptal edilmesi nedeniyle kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ... Belediyesi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne dair verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 04.04.2014 tarihli 2014/6467 Esas- 2014/3903 Karar sayılı ilamı ile özetle; "çekişmeli imar parsellerinin 1084 sayılı ihdas parseli sınırları içerisinde kalan kısımları açıkça belirtilmek suretiyle bu bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile kadastral parselin ihyası ve ihya edilen parselin Hazine adına tesciline hükmedilmesi gerekirken, iptal ve tescil yönünde hüküm kurulmayıp infaza elverişli olmayacak biçimde ihya hükmü ile yetinilmiş olması doğru değildir. Öte yandan; taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğuna göre, hüküm altına alınması gereken karar ilam harcı ile vekalet ücretinin maktu olması gerektiğinin düşünülmemesinin doğru olmadığı" gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda ... Belediyesi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davacı Hazine vekili, davalı Adana ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır.
O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanaksız kalacağı ve TMK"nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanaksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır.
Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır.
Somut olaya gelince; Çekişme konusu 5465 ada 10 sayılı imar parselinin 659/1318 payının, "Havva: Ahmet" adına imar uygulaması nedeniyle 10.08.2007 tarihli 19868 yevmiye sayılı işlem ile tescil edildiği ancak bu haliyle tapu kayıt malikinin tam olarak kim olduğunun saptanamaması nedeniyle dava konusu verilecek hükmün, mülkiyetin el değiştirmesine sebep olacağı gözetildiğinde, tapu kayıt düzeltim davası açmak üzere davacı vekiline yetki ve usulüne uygun süre verilerek tapuda kayıt düzeltim işlemi gerçekleştirildikten sonra husumetin tapu kayıt malikine (veya haleflerine) yöneltilerek davaya katılımları sağlandıktan sonra, varsa savunma ve delilleri toplanılarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği düşünülmeksizin tapu kaydında düzeltim yapılmadan taraf teşkili sağlanmaksızın hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Kabule göre de hükmün 11.11.2009 tarihli fen bilirkişi raporu ve 03.09.2015 tarihli fen bilirkişi ek raporuna yollama yapılarak tesis edilmiş olmasına rağmen dava konusu 1084 parsel sayılı taşınmazın ihyasını temin için imar parsellerinin kadastral parsel sınırları üzerinde kaldığından iptali gerektiği belirtilen kısımlarının, atıf yapılan her iki rapordaki miktarlar ile de örtüşmediği ve bu hususta gerekçeli kararda bir açıklamada bulunmadığı, bu haliyle hükmün infazda tereddüte neden olacağının düşünülmemesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.Başkan