11. Hukuk Dairesi 2018/3771 E. , 2018/6657 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11.05.2016 tarih ve 2015/302-2016/249 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı tarafça Nisan 2003-Aralık 2008 dönemleri arasında maksimum enerji alışveriş kapasitesinin aşıldığı iddiası ile, davacı aleyhine, dava konusu olan 42.184,67 TL ceza faturası düzenlendiğini ve fatura bedellerinin ihtirazi kayıt ile 07.03.2011 tarihinde ödendiğini, söz konusu ceza faturalarının hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasında imzalanan sistem kullanım anlaşmasının özel hukuk sözleşmesi olduğunu ve uygulanan dava konusu cezanın bir idari para cezası değil, cezai şart niteliğinde olduğunu, davacı ile ... arasında imzalanan sistem kullanım anlaşmasının cezai şartlar başlıklı 10. maddesinde ceza öncesi belli bir süreyi öngören ihtarın gönderilmesi ön şartının yerine getirilmediğini, bu nedenle dava konusu ceza faturalarının sistem kullanım anlaşmasında öngörülen bildirim usullerine aykırı bir usulle tanzim edildiğini ileri sürerek ihtirazi kayıtla davalı ... ödenen toplam 42.184,67 TL"nin ödeme tarihi olan, 07.03.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ..."tan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalı tarafça yapılan tüm işlemlerin mevzuata uygun olduğunu, davacı ile 17.11.2003 tarihinde sistem kullanım anlaşması imzalanarak 01.12.2003 tarihinde yürürlüğe girdiğini, daha sonra anlaşmanın çeşitli tarihlerde revize edildiğini, bu faturalarla ilgili 17.11.2011 ve 28.10.2008 tarihli sistem kullanım anlaşmaları uyarınca işlem tesis edildiğini, tebliğde yaptırımların uygulanması için bildirim gibi bir ön koşul olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında düzenlenmiş bulunan Sistem Kullanım Anlaşması’nın 10. maddesinin incelenmesinde, maddedeki düzenlemelere göre kullanıcının ilgili mevzuat ve bu anlaşma hükümlerinin herhangi birini ihlal etmesi ve söz konusu ihlali ..."ın uyarısına rağmen uyarıda belirtilen süre içinde sona erdirmemesi durumunda, ..."ın kullanıcı ile imzalanan Sistem Kullanım Anlaşmasında
belirtilen cezai şartları uygulayacağı ve ..."ın uğradığı zararları ayrıca tazmin edeceğinin belirtildiği, uyarı yapılarak ihlali gidermesi için süre verilmesi ve bu sürenin sonunda ihlalin giderilmemesi halinde cezai işlem yapılması gerektiği, davalı ... tarafından ihlal tarihleri itibariyle sistem kullanıcısı davacıya herhangi bir uyarıda bulunulmadığı, ihlalin giderilmesi için herhangi bir süre verilmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu ceza faturası dolayısıyla davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafça ödenmiş bulunun 42.184,67. TL"nin, ödeme tarihi olan 07.03.2011 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2.161,23 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 24/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.