Esas No: 2018/4828
Karar No: 2018/8020
Karar Tarihi: 10.12.2018
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/4828 Esas 2018/8020 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 22/02/2018 gün ve 2017/10505 E. - 2018/1318 K. sayılı ilâmıyla onanmasına-bozulmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım kadastrosu sonucunda ...köyü çalışma alanında bulunan 147 ada 68 parsel sayılı 1018,11 m2 yüzölçümlü taşınmaz ..."nın kullanımında olduğu, 147 ada 37 parsel sayılı, 805,22 m2 yüzölçümlü taşınmaz ..."ın kullanımında olduğu, 147 ada 38 parsel sayılı, 538,47 m2 yüzölçümlü taşınmaz ..."ın kullanımında olduğu, 147 ada 39 parsel sayılı 577,99 m2 yüzölçümlü taşınmaz ..."ın kullanımında olduğu, 147 ada 40 parsel sayılı 394,29 m2 yüzölçümlü taşınmaz ..."ın kullanımında olduğu,147 ada 41 parsel sayılı 378,11 m2 yüzölçümlü taşınmaz ..."ın kullanımında olduğu, 147 ada 42 parsel sayılı 376,21 m2 yüzölçümlü taşınmaz ... kullanımında olduğu belirtilerek tarla niteliğiyle, 147 ada 43 parsel sayılı 426,72 m2 yüzölçümlü taşınmaz ..."ın kullanımında olduğu belirtilerek ham toprak vasfıyla ve beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına ... sınırları dışına çıkarıldıkları belirtilerek Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı ... vekili ise kadastro mahkemesine sunduğu 21/04/2010 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; ...köyünde yapılan 2/B çalışmalarında, 2/B arazilerinin mülkiyetinin Hazine adına tespit edilerek, kullanım durumlarının tespit edildiğini, 147 ada 37-38-39-40-41-42-43-79-80-81, parsellerin evvelde bir bütün olup 147 ada 78 parselde olduğu gibi müvekkilinin zilyetliğinde olduğu halde, kadastro çalışması sırasında beyanlar hanesine davalıların zilyetliğinde olduğunun yazıldığını, taşınmazın miras yoluyla intikal etmediğini, müvekkilinin tarım arazisine dönüştürdüğünü ve müvekkilinin bu sebeple ... Kanununa muhalefet suçuyla yargılandığını ileri sürerek, taşınmazların beyanlar hanesindeki şerhlerin silinerek, müvekkilinin zilyetliğinde olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiş, dosya mahkemenin 2010/12 E. numarasına kaydedilmiş, yargılama sırasında davacı Hazine ise davaya dahil edilmiştir.
-2- 2018/4828-8020
Mahkemenin birleşen 2013/24 E. sayılı dosyasında davacı ..., asliye hukuk mahkemesine sunduğu 10/09/2012 tarihli dava dilekçesiyle ... ili, Kandıra ilçesi, ... köyünde bulunan 147 ada 68 parsel sayılı taşınmazın 418 m2"lik kısmının kendi kullanımında olduğunu ileri sürerek bu kısım için davalının kullanımına ilişkin şerhin iptali ile kendi kullanımında olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece dava konusu taşınmazın, kadastro mahkemesinin 2010/12 E sayılı dosyasında davalı olduğu belirtilerek mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi üzerine dosya kadastro mahkemesine gönderilmiş, kadastro mahkemesince ise mahkemenin 2010/12 E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Mahkemenin birleşen 2010/23 E. sayılı dosyasında davacı ... Yönetimi vekili, kadastro mahkemesine sunduğu 10/05/2010 tarihli dava dilekçesiyle Kandıra ilçesi, ...köyünde kain 145 ada 77, 147 ada 37, 38, 66, 67, 68, 150 ada 5-6-7-8-,165 ada 18, 166 ada 36-37-39 parsel sayılı taşınmazların ... niteliği taşıyan kısımlarının 2/B şartları oluşmadığından bu kısımların ... vasfıyla Hazine adına tescilini talep etmiştir. Taşınmazların bir kısmı kullanım kadastrosu sırasında ham toprak bir kısmı ise tarla vasfıyla, beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına ... sınırları dışına çıkarıldığı belirtilerek ve gerçek kişiler adına kullanım şerhi verilerek Hazine adına tespit edilmiştir. Mahkemece dosyanın 2010/12 E. sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmiş, yargılama sırasında taşınmazların beyanlar hanesinde zilyeti olarak belirtilen kişiler davaya dahil edilmiştir.
Mahkemece ayrı ayrı açılan davaların birleştirilmesine karar verilerek yapılan yargılama sonucunda;
1-...köyü 147 ada 37-38-39-40-41-42-43 nolu parsellerin 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına ... sınırı dışına çıkarılmasına, bu parseller için davacı ... tarafından açılan davanın reddine, taşınmazların beyanlar hanesi korunarak tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline,
2-...köyü 147 ada 79-80-81 nolu parsellere davacı ... tarafından açılan davanın konusu olmadığından reddine,
3-Davacı ..."ın açtığı davanın kabulü ile dava konusu parselin fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 481,25 m2"lik kısmının davacı ..."ın kullanıcı olduğunun beyanlar hanesine şerhine Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 536.86 m2"lik kısmının davalı ..."nın kullanıcı olduğunun beyanlar hanesine şerhine Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline,
4-...köyü 147 ada 37-38-66-67-68, 145 ada 77, 150 ada 5-6-7-8, 165 ada 18, 166 ada 36-37-39 nolu parsellere davacı ... Yönetiminin açtığı davada mahkemenin görevsizliğine, bu parsellerin tutanak asıllarının olağan tescil işlemlerinin yapılması için tapu müdürlüğüne yollanmasına karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili ve birleşen dosya davacısı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dairenin 22/02/2018 gün ve 2017/10505- 2018/1318 E.K. sayılı ilamıyla;
[Davacı ... ve..."in dava dilekçelerindeki açıklamaya göre dava, 2/B uygulaması ile ... sınırları dışına çıkarılan taşınmazda bulunan kullanım durumuna itiraza ilişkindir.
Davacı ... Yönetimi tarafından açılan dava ise 2/B ye itiraz istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 22/05/1990 tarihinde ilan edilip kesinleşen ... kadastrosu ve 2/B madde uygulaması ile 06/05/2011 tarihinde ilan edilen ... kadastrosu ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B çalışması mevcuttur.
1-Birleşen dosya davacısı ... Yönetiminin temyiz itirazları yönünden; davacı ... Yönetimi 10/05/2010 tarihinde açmış olduğu dava ile çekişmeli 145 ada 77-147 ada 38-66-67-68-150 ada 5-6-7-8,165 ada 18,166 ada 36-37-39 parsellerin 2/B vasfını taşımadıklarını ileri sürerek ... niteliğiyle Hazine adına tecillerine karar verilmesini talep ettiğine göre, dava 2/B"ye itiraz davası olup, altı aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davaya bakmakla genel mahkeme görevli olduğundan mahkemece görevsizlik kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına,
2-Davacı ... vekilinin 147 ada 37-38-39-40-41-42 ve 43 parsellere ilişkin temyiz itirazları yönünden: İncelenen dosya kapsamına ve kararın dayandığı gerekçeye göre ve davacının çekişmeli taşınmazların miras yoluyla intikal etmediğini, kendisinin tarım arazisine dönüştürdüğünü ileri sürmüşse de davasını ispat edemeği, dinlenilen mahalli bilirkişi beyanlarından dava konusu taşınmazların davacının da dedesi olan ... tarafından kullanılmakta iken 1989 yılında ölümüyle mirasçılarına kaldığı, mirasçıları arasında yapılan taksimle davalılar tarafından kullanılmaya devam edildiği anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre davacı gerçek kişinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına,
3-Davacı ... vekilinin 145 ada 79-80-81 nolu parsellere ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Kandıra Kadastro Müdürlüğünün17/06/2010 tarihli yazı cevabında ...köyünde 147 adanın son parsel numarasının 70 olduğu, 79-80-81 parsellerin bulunmadığı belirtilmiş, ekinde gönderilen krokiden ise 147 ada 37-38-39-40-41-42 ve 43 parsellerin, 145 ada 79-80-81 parsellere komşu olduğu anlaşılmıştır. Dosya kapsamından davacının dava dilekçesinde 147 ada 79-80-81 parseller olarak belirttiği taşınmazların 145 ada 79-80-81 parseller olduğu, maddi hata sonucu ada numarasının dava dilekçesinde 147 olarak yazıldığı dosya kapsamından anlaşıldığına göre, mahkemece bu taşınmazlar hakkında Ek- 4 tutanağı düzenlenip düzenlenmediği araştırılarak, düzenlenmişse tutanak asılları dosyaya getirtilerek davalı hale getirildikten sonra, kullanım kadastrosuna itiraz davalarında; davanın, taşınmazın maliki olan Hazine ile birlikte lehine kullanıcı şerhi verilen kişilere birlikte yöneltilmesi zorunlu bulunduğundan, lehine kullanım şerhi verilen kişiler davada taraf değilse, davaya dahil edilmeleri için davacı tarafa süre verilmeli, davacı tarafından taraf teşkilinin sağlanması için gerekli usuli işlemlerin yapılması halinde, dahili davalıya delil göstermesi için imkan tanınarak, delil listesi sunması halinde göstereceği tüm deliller toplanmalı, bundan sonra toplanmış ya da toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelisi gerekirken yazılı şekilde dava konusu olmadığından 147 ada 79-80-81 parseller yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle, birleşen dosya davacısı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının ... Yönetimine yükletilmesine,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle, davacı ... vekilinin 147 ada 37-38-39-40-41-42 ve 43 parsellere ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
3) Üçüncü bentde açıklanan nedenlerle, davacı ... vekilinin 145 ada 79-80-81 parsellere ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA] karar verilmiştir.
Bu kez davacı ... vekili tarafından süresinde karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Davacı ... vekili 147 ada 37, 38, 39, 40, 41, 42 ve 43 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki Dairenin onama kararına ilişkin süresinde verdiği karar düzeltme dilekçesinde; dava konusu taşınmazların bir bütün olarak müvekkilinin zilyetliğinde olduğunu, kadastro tespiti sırasında davacının hazır olmamasından istifade edilerek davalı kişiler adına tespit edildiğini, bildirdikleri tanıklarının dinlenmediğini, davalıların taşınmazların zilyedi olmadığını belirterek karar düzeltme taleplerinin kabulünü istemiştir.
Dava, kullanım kadastrosuna itiraza ilişkindir. Bilindiği üzere, 3402 sayılı Kanunun Ek-4.maddesinde, "6831 sayılı Kanunun 20.06.1973 tarihli Kanunla değişik 2. maddesinin (B) bendine göre ... kadastro komisyonlarınca Hazine adına ... sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle bu Kanunun 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir" hükmüyle kullanım kadastrosu düzenlenmiştir. Kullanım kadastrosunun amacı, 2/B sahalarını,
fiili kullanım durumlarını dikkate alarak parsellere ayırmak ve bu taşınmazları 2/B alanı olarak Hazine adına tescil ederken, taşınmazlar üzerinde tespit günü itibariyle fiili kullanımı bulunanları ve muhdesatları tespit ederek tapunun beyanlar hanesinde göstermektir.
Somut olayda, 2010 yılında yörede, mahalli bilirkişiler ... ..., ..., Orhan Akgül ve muhtar Savi Özmenek refakatiyle, 3402 sayılı Kanunun Ek-4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosunda; 37 nolu parselin 1969 yılından beri ... oğlu 1937 doğumlu ... zilyetliğinde olduğu, 38 nolu parselin 1984 yılından beri Hüsnü oğlu 1958 doğumlu ... zilyetliğinde olduğu, 39 nolu parselin 1984 yılından beri ... oğlu 1952 doğumlu ... zilyetliğinde olduğu 40 nolu parselin ... zilyetliğindeyken 2002 yılında kızı Fatma’ya devrettiği ve 1969 doğumlu Fatma’nın zilyetliğinde olduğu, 41 nolu parselin Tahsin’in kullanımındayken 2002 yılında 1972 doğumlu Tahsin kızı Hatice’ye zilyetliğin devredildiği ve Hatice’nin zilyetliğinde olduğu, 42 nolu parsel Tahsin’in zilyetliğindeyken 2002 yılında Tahsin kızı Leyla’ya zilyetliğinde devredildiği ve 1972 doğumlu Leyla’nın zilyetliğinde olduğu, 43 nolu parsel “Ham Toprak” vasfıyla Etem kızı ...’ın 1979 yılında fındık ağaçları diktiği ve halen de ... zilyetliğinde olduğu belirtilerek Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ... taşınmazların bir bütün olduğu ve bütün halinde kendi zilyetliğinde olduğunu, davalıların zilyet olmadığını ileri sürerek beyanlar hanesinin iptali ile davacının zilyet olarak tespit edilmesini istemiştir. Yine dava dilekçesinde “şahit” deliline dayanmıştır. Mahkemece 14/12/2011 tarihli duruşmada keşif yapılmasına ve 4 nolu bentte “Davacı ... davalı tanıkları adına keşif gün ve saatinde keşif mahallinde hazır olmaları için adlarına keşif gün ve saaatini bildirir davetiye tebliğine, davetiyelere kendilerine taktir edilen üçretin şerh düşürülmesine, masrafın tanığa dayanan tarafça karşılanmasına” şeklinde ara kararı kurulmuş, davacı ... vekili 04/04/2012 havale tarihli dilekçesiyle tanıklarının isimlerini ve adreslerini bildirmiştir. 13/02/2014 tarihinde davacı tanıkları hazır edilmeden keşif yapılmış, davacı tanıkları dinlenmemiştir. Keşifte dinlenen tespit bilirkişilerinden ... “Ben taşınmazın bulunduğu alanda değil başka bir alanda bilirkişiydim. Tutanakları okumadan imzaladım. Taşınmazın tarafların babaları olan ... Koçan a ait olduğunu bilirim. Taşınmazın sahibi olarak şuan ..."in çocukları olan ... ve ..."ı gösterebilirim, çünkü şuan onlar sahiplenip kullanmaktalar. Ben başka mahallede oturduğum için davacı ..."in taşınmazın bir kısmını kendisini açıp bu konuda ceza alıp almadığı konusunda bir bilgim yoktur. ... öldükten sonra tahminimce çocukları aralarında bir taksim yapmışlardır ancak ben buna ilişkin bir şey duymadım. Kadastro tespitleri sırasında tutanakları toplu halde imzaladım şuanki beyanım geçerlidir” şeklinde beyanda bulunmuş, hüküm tarihinde sonra mahkemeye verdiği 12/05/2015 tarihli dilekçesiyle “...Ben 2/B olan taşınmazların kimin tarafından ormandan açıldığını bilmem, taraflardan hangisinin kullandığını bilmem, benim beyanların tapulu yerlere ilişkindi” şeklindeki beyanıyla keşif beyanlarını düzelttiğini bildirmiş, dilekçesi mahkemece üst yazıyla Yargıtaya gönderilmiş, yine bu yazıdan ... hakkında suç duyurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır. Keza keşifte bilgisine başvurulan diğer bilirkişi ve tanıkların sözleri de soyut nitelikteki sözlerden ibaret olduğu gibi taşınmazlarda kullanım bulunup bulunmadığını ve kadastro sırasında kimin fiili kullanımında olduğunu açıklamaktan uzaktır, taşınmazlar hakkındaki ziraat bilirkişi raporu da teknik ve bilimsel verilerden uzak, kadastro tutanaklarında taşınmazların belirtilen vasfıları ile çelişkili olup, taşınmazların kullanılıp kullanılmadığını açıklamaktan uzak olup bir kısım taşınmazlarda fındık ağaçları bulunduğu belirtildiği halde fındık ağaçlarının yaşları belirlenmediğinden bu tespitler dahi soyut kalmaktadır. Tüm bu açıklamalar sonucunda;
Mahkemece davacı ...’ın taşınmazların kullanıcısının kendisinin olduğunu, ya da taksim yapılıp bu taksimde kendisine verildiğini ispat edemediği gerekçesiyle yazılı biçimde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm kurmaya yeterli olmadığı gibi davacı taraf tanıklarını bildirdiği halde tanıklarının dinlenmemesi, bu şekilde davacı tarafın savunma hakkının kısıtlanması da doğru değildir. O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için tarafların dilekçelerinde dayandığı deliller getirtilmeli, davacı tarafın tanıklarına keşif tarihinden önce, keşif gün ve saatini belirtir şerhli davetiye tebliğ edilmeli, mahallinde keşif yapılarak yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişiler, taraf tanıkları (davacı tarafın 04/04/2012 havale tarihli dilekçesinde ve davalı tarafın 14/11/2013 havale tarihli dilekçesinde bildirilen tanıklar), fen bilirkişi ve toprak konusunda uzman bir ziraat mühendisi bilirkişi katılımıyla keşif yapılmalı, kullanım kadastrosu sırasında, taşınmazların üzerinde kullanım olup olmadığı ve kullanım varsa fiili kullanıcının kim veya kimler olduğu duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmeli, kullanım konusunda ziraat bilirkişiden ayrıntılı rapor alınmalı, beyanlar arasında çelişki oluşursa çelişki giderilmeye çalışılmalı ve bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Bu nedenle dava konusu 147 ada 37-38-39-40-41-42 ve 43 parsel sayılı taşınmazlar hakkında eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, bu parsellere ilişkin hükmün Dairece yanılgı sonucu onanmasına karar verildiğinden, davacı ...’ın dava konusu 147 ada 37-38-39-40-41-42 ve 43 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairenin 22/02/2018 gün ve 2017/10505 - 2018/1318 E.K. sayılı ilamının 2 nolu bendinin kaldırılmasına ve bu taşınmazlara dair hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Dairenin 22/02/2018 gün ve 2017/10505 - 2018/1318 E.K. sayılı ilamının “1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle, birleşen dosya davacısı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının ... Yönetimine yükletilmesine ve 3) Üçüncü bentde açıklanan nedenlerle, davacı ... vekilinin 145 ada 79-80-81 parsellere ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA” dair kararının aynen bırakılmasına,
2- Dairenin 22/02/2018 gün ve 2017/10505 – 2018/1318 E.K. sayılı ilamının “2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle, davacı ... vekilinin 147 ada 37-38-39-40-41-42 ve 43 parsellere ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA” dair kararının kaldırılarak anılan parsellere ilişkin hükmün BOZULMASINA, karar düzeltme harcının istek halinde iadesine 10/12/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.