21. Hukuk Dairesi 2019/3786 E. , 2020/2922 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, doğum borçlanması yaparak emekli aylığına hak kazandığına, emekli aylığının 19/03/2009 tarihi itibariyle o günkü yüksek oranlı hesaplama üzerinden bağlanmasına, almakta olduğu aylığın düzeltilerek fark aylıklar ve emekli aylığın geç bağlanmasından dolayı ödenmeyen aylıklar ile emekli edilmeyerek fazladan ödettirilen primlerin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, doğum borçlanma talebi kurumca kabul edildiğinden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer taleplerin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davacı ile davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Davacı, 5510 Sayılı Yasa ile getirilen doğum borçlanmasını yapmak için 19/03/2009 tarihli başvurusunun davalı kurumca reddedildiğini, davalı kurumun red işleminin yasaya aykırı olduğunu belirterek, doğum sonrası borçlanma yapabilme ve emekli aylığı talebinin yerine getirilmemesi nedeniyle uğradığı hak kaybının yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan karşılanmasını, borçlanma hakkı engellenmeseydi daha yüksek miktardan 19/03/2009 tarihinde emekli olacağını belirtterek aylığının 19/03/2009 tarihindeki haklarına göre hesaplanıp yükseltilmesini ve 19/03/2009 tarihinden itibaren yasa dışı engellenen aylıklarının yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde "Davacının doğum borçlanması talebi davalı kurumca kabul edilmiş olduğundan bu talep ile ilgili konusu kalmayan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA.Davacının 19/03/2009 tarihi itibariyle koşulları oluşmadığından yaşlılık aylığı bağlanması talebinin REDDİNE.Emekli aylığı bağlanması için 19/03/2009 tarihinde başvuran davacının ödemiş olduğu primin asgari ücret üzerinden olması, asgari ücretin üzerinde dikkate alınacak ödeme veya yaş farkı prim ödeme gün sayısının 5000 günün sonrası her 240 gün sonrası için 1 puan artacak durumda olması nedeniyle davacının maaşının tavan üzerinden o günkü yüksek oranla hesaplamaya göre düzeltilmesi ve yükseltilmesine olanak bulunmadığının TESPİTİNE. Davacının fark alacağı talebinin REDDİNE.Davacının başvuru tarihinde çalışmakta olup uzun vadeli sigorta kollarında çalışmasını 16/10/2010 tarihine kadar sürdürdüğü, işten ayrıldıktan sonra 18/10/2010 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu ve kendisine 01/11/2010 tarihinde emekli aylığı bağlandığı anlaşıldığından 19/03/2009-01/11/2010 tarihleri arasında hak kaybı bulunmadığının TESPİTİNE, buna ilişkin talebin REDDİNE.Davacının prim iadesi talebinden feragat ettiği anlaşıldığından bu talebinin feragat nedeniyle REDDİNE." karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 24/03/2009 tarihinde doğum borçlanması ve tahsis talebinde bulunduğu, davalı kurum tarafından talebinin doğumun çalıştığı işyerinden ayrıldıktan sonra 300 gün içinde gerçekleşmediğinden bahisle talebinin reddedildiği, davacının iş bu dava tarihinden sonra 18/08/2010 tarihinde tekrar borçlanma talebinde bulunduğu, bu kez kurum tarafından borçlandırma işleminin yapıldığı ve 15/10/2010 tarihinde borçlanılan miktarı ödediği, 18/10/2010 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, 3761 gün SSK, 801 gün diğer borçlanma olmak üzere toplam 5017 günden emekli olduğu anlaşılmıştır. Somut olayda; davacının borçlanma işlemi yapıldıktan sonra tahsis talebinde bulunması gerektiğinden ve borçlanmayı ödeyip henüz hizmet elde etmediği için ve borçlanma hariç diğer hizmetleri ile de 24/03/2009 tarihinde emekliliğe hak kazanmadığı anlaşıldığından davacının davalı kurum tarafından borçlanma işlemi yapılmamasından kaynaklı bir kaybının olmadığı gibi emekli aylığı farkına ilişkin talebinin de yerinde olmadığı sabittir. Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz edenin sıfatına, temyiz kapsam ve nedenleri ile yukarıda yazılı gerekçeye göre davacının tüm, davalı kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Somut olayda, davacının bir kısım taleplerinin reddine, yine prim iadesine ilişkin talebinin de feragat nedeniyle reddine karar verildiği halde kendisini vekil ile temsil eden davalı Kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmalıdır.Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, HMK"nın 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Hükme ilave bir bent olarak "Davalı kurum kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesi gereğince 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine," rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine,30/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.