21. Hukuk Dairesi 2016/17381 E. , 2017/2525 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde aylık 30"ar gün çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı, davalı ..."na bağlı ... Eğitim Merkezi Müdürlüğü"nde tam gün esasıyla çalıştığını belirterek, Kuruma eksik bildirilen sigortalı çalışmalarının tespitini istemiştir.
Mahkemenin 02.09.2010 tarihli ilamı “ ...İnceleme konusu olayda, davacının davalı işyerinde hizmet akdine bağlı olarak çalıştığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davacının davalı işyerinde geçen çalışmalarının kısmi veya tam süreli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Hal böyle olunca, davacının günlük mesaisinin tamamını bu işe ayırıp ayırmadığının ve aynı işyerinde tam gün süreli çalışan emsal çalışanlarla aynı işi yapıp yapmadığının ya da tam gün süreli çalışan emsal çalışanlara göre önemli ölçüde daha az çalışıp çalışmadığını belirlemek için davacının çalıştığı herbir işyerinden davacı adına düzenlenen ders programları, devam-devamsızlık çizelgesi ve kursa geliş ayrılış saatlerini gösterir belgelerin de getirtilerterek bu tür belgelerde noksanlık varsa, bunun nedenini araştırmak, davacının çalıştığı herbir işyeri için davacı ile birlikte aynı işyerinde çalışmış işverenin resmi kayıtlarına geçmiş bordo tanıklarını ve işveren kuruluşun davacı ile ilgili yetkili şef, amir, müdür gibi yetkili kişilerini dinlemek, dosyada bulunan puantaj kayıtları ve ücret belgeleri ile birlikte değerlendirilmek suretiyle, okula geliş ve ayrılış saatleri de göz önüne alınarak, davacının günlük girilen ders saati itibariyle mesaisini tam gün olarak davalı işveren nezdinde geçirip geçirmediği, diğer bir anlatımla, bir günlük çalışma mesaisinin tümünü davalı işyerine hasredip etmediği saptanarak, daha az saat derse girilen günlerde tam gün mesaisinin davalı işveren nezdinde geçtiği kabul edilemeyeceğine göre, 7,5 saatlik çalışmanın 1 gün kabul edilmek suretiyle hesap yapılması gerekirken, mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın, yanlış değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Öte yandan dava, açıldığı tarihteki duruma göre karara bağlanır,dava tarihinden sonra doğacak haklar için(o davada) karar verilmesi mümkün değildir. Mahkemece 29.01.2008 dava tarihine kadar tespit kararı verilmesi gerekirken, dava tarihi aşılmak suretiyle 26.12.2008 tarihine kadar tespit kararı verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğu "gerekçesi ile Dairemizin 31.05.2012 tarih, 2010/12210 E. 2012/9820 K. sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararını uyularak davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
Bozma ilamında açıkça, 7,5 saatlik çalışmanın 1 gün kabul edilmek suretiyle hesap yapılması gerektiği belirtildiği halde bu kurala uygun hazırlanmayan bozma öncesi alınan bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulduğu, ayrıca bozma ilamında açıkça 29.01.2008 dava tarihine kadar tespit kararı verilmesi gerekirken, dava tarihi aşılmak suretiyle 26.12.2008 tarihine kadar tespit kararı verilmesininhatalı olduğu belirtildiği halde yine dava tarihinden sonrası için de karar verildiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, Mahkemece, bozmaya uyulduğu halde, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Yapılacak iş, Dairemizin 31.05.2012 tarih, 2010/12210 E. 2012/9820 K. sayılı kararında ayrıntılı şekilde belirtilen hususlarda araştırma yapmak, bilirkişi raporu alındığı takdirde hesap hatası olup olmadığını kontrol etmek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtladıktan sonra dava tarihini aşmamak suretiyle sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.