Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/46687
Karar No: 2018/2063
Karar Tarihi: 07.02.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/46687 Esas 2018/2063 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı işveren ile davacı işçi arasındaki alacak davasında, mahkemenin verdiği karar temyiz edilmiştir. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi kararı ile, davacının kadroya geçirilirken önceki hizmet sürelerinin dikkate alınmadığı ve tüm haklarının eksik ödendiği tespit edilmiştir. Ancak, davalının savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı uyuşmazlık konusu olmuştur. Anayasamızın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun hukuki dinlenilme hakkı başlıklı 27. maddesi uyarınca, tarafların iddia ve savunma hakları özgürce kullanılmalıdır. Dosyadaki belgelerin incelenmesi sonucunda, bozma ilamının davalı tarafına tebliğ edildiği ancak duruşma günü ve bozma ilamının tebliği konusunda belge bulunmadığı tespit edilmiştir. Tebligatın yapıldığı tarih ile duruşma günü arasında makul bir süre bulunduğu ve hukuki dinlenilme hakkının sağlanması gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, hüküm bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- Anayasamızın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesi
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun hukuki dinlenilme hakkı başlıklı 27. maddesi
22. Hukuk Dairesi         2017/46687 E.  ,  2018/2063 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde önce taşeron işçisi, daha sonra ... işçisi olarak çalıştığını, daha sonra sözleşmeli statüde davalı işçisi olarak çalıştırıldığını, kadroya geçirilirken önceki hizmet sürelerinin dikkate alınmadığını, bu nedenle eksik ücret ve buna bağlı olarak diğer haklarının eksik ödendiğini iddia ederek, tüm hakların eksik ödendiğinin tespiti ile ücret farkı, akdi ikramiye, ilave tediye farkı, fazla çalışma farkı, vardiya farkı ve vardiyalı fazla çalışma farkı, saha tazminatı farkı, teknik ve idari personel tazminatı farkı, kıdem teşvik primi ve kıdem teşvik primi farkı alacağı, ulusal bayram genel tatil farkı, hafta tatili çalışması farkı alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacıya tüm haklarının eksiksiz ödendiğini, iddialarının asılsız olduğunu savunmuş ve davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 14.09.2015 tarih, 2015/16356 esas-2015/14740 karar sayılı bozma ilamına uyularak verilen karar davalı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 20.02.2017 tarih, 2017/1637 esas- 2017/2507 karar sayılı ilamı ile bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasında, davalının savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı uyuşmazlık konusudur.
    Savunma hakkı Anayasamızın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinde "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır.
    İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun hukuki dinlenilme haklı başlıklı 27. maddesi ile usül hukukumuza yansıtılmıştır.
    Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın "açıklama ve ispat hakkı"nı da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.
    Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Hasımsız davalar hariç olmak üzere, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davaya bakılamaz ve yargılama yapılamaz.
    Davanın tarafları ile vekillerinin davaya ilişkin işlemleri öğrenebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin kendilerine bildirilmesi gerekmektedir. Duruşma günü ile tebligatın yapıldığı tarih arasında makul bir süre olmalıdır. Aksi takdirde tarafların hukuksal hakları kısıtlanmış olur.
    6100 sayılı Kanun"un 372/1. maddesinde ise, "Yargıtayın bozma kararları ile onama kararları mahkeme yazı işleri müdürü tarafından derhâl taraflara tebliğ edilir" düzenlemesine yer verilmiştir.
    Dosya içeriğine bozma ilamı sonrasında mahkemece 16.06.2017 tarihli tensip ile bozma ilamı ve duruşma gününün taraflara tebliğine ve duruşmanın 25.07.2017 tarihine bırakılmasına karar verilmiştir. Anılan tarihteki duruşmaya davacı vekili katılmış, davalı taraf ise UYAP ortamından duruşma günü gönderdiği mazeret dilekçesi ile duruşma olduğunu aynı gün haricen öğrendiklerini belirtmiş, bozma ilamı ve verilecek yeni duruşma gününün tebliğini talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın açıldığı tarih, bir önce verilen bozmanın davalı tarafın lehine olması, uyuşmazlığın basit yargılama usulüne tabi olması gibi gerekçelerle yargılamaya son verilerek hüküm kurulmuştur.
    Duruşma tutanağında, bozma ilamının taraflara tebliğ edildiği belirtilmişse de dosya içerisinde ve UYAP ortamında duruşma günü ve bozma ilamının tebliğine ilişkin belgeye rastlanmamıştır.
    Bu sebeple, tebligatın yapıldığı tarih ile duruşma günü arasında makul bir süre bulunacak şekilde bozma ilamı ve duruşma günü davalı tarafa tebliğ edilmeli ve bundan sonra oluşacak sonuç dairesinde hukuki dinlenilme hakkı sağlanarak bir karar verilmelidir. Yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair yönlerin incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07/02/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi