10. Hukuk Dairesi 2020/7170 E. , 2021/1674 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2018/206-2019/471
Dava, iş kazası sonucu maluliyete uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozma kararına uyularak ilamında belirtildiği şekilde, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, hükmün uyulan önceki Yargıtay (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına göre davacının temyiz itirazlarının kabulüne karar verilmiştir.
Dava, 19/11/2004 tarihinde meydana gelen zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli işgöremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, 549.168,44 TL maddi tazminattan 17/07/2019 tarihli ara karar ile verilen 50.000 TL geçici ödemenin mahsubu ile 499.168,44 TL"nin ve 75.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19/11/2004 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair tabebin reddine karar verilmiştir.
İş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup, faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir.
Mahkemece, Türk Borçlar Kanunun 76. maddesi gereğince geçici ödenmesine karar verilen 50.000,00 TL’nin davacının maddi tazminat alacağından mahsup edildiği, ancak geçici ödenmesine karar verilen bu miktar için kaza tarihinden ödeme tarihine kadar işleyen faizin hüküm altına alınmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, yukarda belirtilen maddi ve hukuksal olgular gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Ne var ki, bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda yapılan açıklama gereğince; hüküm fıkrasının 1. bendinin silinerek yerine; “1) 549.168,44 TL maddi tazminattan 17/07/2019 tarihli ara karar ile verilen 50.000,00 TL geçici ödemenin mahsubu ile 499.168,44 TL"nin kaza tarihi olan 19/11/2004 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte, 50.000,00 TL için ise kaza tarihinden ödeme tarihine kadar işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair tabebin reddine” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 16/02/2021 gününde oybirliği ile karar verildi.