Taraflar arasındaki “sigortalılık süresinin tespiti ve aylık bağlanması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Aydın 1.İş Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 17.11.2011 gün ve 2011/363 E.-2011/673 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10.Hukuk Dairesi’nin 29.12.2011 gün ve 2011/20178 E.-2011/20738 K. sayılı ilamı ile;
(...Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davacının özel şirkete teslim ettiği ürünlerin bedellerinden kesilen tevkifatların Kurum hesabına intikal edip, etmediği araştırılmış ve intikalin bulunmadığı anlaşılmıştır. (HGK"nın 22.09.2010 gün ve 2010/10-380 Esas 420 Karar).
Ürün tesliminin özel kuruluşa yapılması karşısında; hak ve mükellefiyetlerin başlangıcının, bu tevkifatın Kurum hesasına intikal etmesi koşuluyla tevkifat tarihini takip eden aybaşı olarak kabul edilmesi gerektiğinden, mahkemece, bozma ilamı sonrası yapılan yargılama sonucunda özel kuruluş tarafından kesilen tevkifatların Kurum hesabına intikal etmediği anlaşıldığına göre, davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...)
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, 2926 sayılı Kanuna tabi sigortalılık süresinin ve yaşlılık aylığına hak kazanıldığının tespiti istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece; davacının ürün teslim ettiği ve tarımsal faaliyetinin devam ettiği, ayrıca kesintilerin Kuruma intikal ettirilmemiş olmasının olumsuz sonuçlarına sigortalının katlanmasını beklemenin objektif iyiniyet ilkesi ile bağdaşmayacağı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekilinin temyizi üzerine, Özel Daire’ce yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile karar bozulmuştur.
Yerel mahkemece, önceki gerekçeler yanında, 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu’nun Uygulaması ile ilgili 4 seri nolu Tebliğin “Hukuki ve Cezai Sorumluluk” başlığını taşıyan (İ) maddesine göre "gerçek ve tüzel kişilerin çiftçilerden satın aldıkları ürün bedellerinden bunların prim borçlarına mahsuben bu tebliğdeki esaslar çerçevesinde, tevkifat yapmamaları veya yaptıkları tevkifat tutarlarını süresi içerisinde ve tam olarak kurum kayıtlarına intikal ettirmemeleri halinde, söz konusu gerçek ve tüzel kişiler kuruma karşı sorumludurlar” gerekçesi ile, davanın kabulüne karar verilerek, eski kararda direnildiği belirtilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’ndaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu"nca mı, yoksa Özel Daire’ce mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi uyarınca mahkemece, bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan, önceki deliller çerçevesinde karar verilmeli; gerekçe önceki karara göre genişletilebilirse de değiştirilmemelidir.
Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
Somut olayda ise; yerel mahkeme, temyize konu kararında, ilk kararının gerekçesinde yer vermediği; dolayısıyla Özel Daire’nin incelemesinden geçmeyen, 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu’nun uygulaması ile ilgili 4 seri nolu Tebliğin “Hukuki ve Cezai Sorumluluk” başlığını taşıyan (İ) maddesini incelemek ve gerekçesine almak suretiyle yeni bir hukuki gerekçeye dayalı olarak direnme olarak adlandırdığı kararı vermiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; bozmadan esinlenilerek ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni hukuki gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daire’ye aittir.
Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daire"ye gönderilmelidir.
S O N U Ç : Yukarıda gösterilen nedenlerle davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 10.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8/3.fıkrası uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.02.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.