Esas No: 2009/53798
Karar No: 2010/1580
Karar Tarihi: 27.01.2010
Kanun Yararına Bozma - Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2009/53798 Esas 2010/1580 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme kararı, alkollü araç kullanmanın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtmektedir. Sanık, alkollü araç kullanmak suçundan 1.500 TL para cezasına çarptırılmıştır. Ancak olayın araştırılmasında eksiklikler bulunması ve Adli Tıp Kurumu raporunun alınmadan hüküm verilmesi nedeniyle Yargıtay, kanun yararına bozma talebine karar vermiştir. Kanun maddeleri olarak ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 179/3, 62/1, 50/1-a. maddeleri ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddeleri yer almaktadır.
2. Ceza Dairesi 2009/53798 E., 2010/1580 K.
2. Ceza Dairesi 2009/53798 E., 2010/1580 K.
- KANUN YARARINA BOZMA
- TRAFİK GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE SOKMA
- 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 50 ]
- 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 62 ]
- 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 179 ]
- 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 309 ]
"İçtihat Metni"
Alkol veya uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanmak suçundan sanık M... E..., 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 179/3, 62/1, 50/1-a. maddeleri uyarınca 1.500 yeni Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair (SİNCAN) 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 14/11/2008 tarihli ve 2007/652-2008/891 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 26/10/2009 gün ve 2009/12469/60384 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.11.2009 gün ve 2009/254891 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Sanık hakkında bu olaya ilişkin olarak verilen Sincan 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2005/730, 2006/34 sayılı mahkumiyet hükmünün Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 20/06/2007 tarihli, 2007/5112-9045 sayılı ilamıyla "5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 179/3 maddesinde belirtilen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun oluşması için, kişinin alkol ya da uyuşturucu madde etkisiyle veya başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek hâlde olmasına karşın araç kullanması gerekir. Olayda sanığın aldığı alkolün etkisiyle, emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek durumda olup olmadığının Adlî Tıp Kurumundan sorulmasının ardından alınacak rapor içeriğine göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi" gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece 24/07/2007 tarihli ara kararıyla "sanığın Adlî Tıp Kurumuna sevkedilerek suç tarihi olan 12/09/2005 tarihinde aldığı 122 promil alkol ile emniyetli şekilde araç sevk ve idare edip edemeyeceğinin sorulması için Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına" karar verilmesine rağmen 14/11/2008 tarihli ara kararıyla "sanığın alkollü araç kullanırken kaza yaptığı anlaşıldığından önceki ara kararından vazgeçilmesine" şeklinde karar verilip herhangi bir araştırma yapılmadan, sanığın aldığı alkolün etkisiyle, emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek durumda olup olmadığının Adlî Tıp Kurumundan sorulmasının ardından alınacak rapor içeriğine göre hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediğinden 5271 Sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı CMK"nun 309.maddesinde düzenlenen kanun yararına bozma; kesinleşmiş hakimlik veya mahkeme kararlarına karşı başvurulan olağanüstü bir yasa yoludur. Bu yasa yolu ile kanunların aynı (tek) biçimde uygulanması, Yargıtay denetiminden geçmeksizin kesinleşen kararlardaki hukuka aykırılıkların giderilmesinin sağlanması amaçlanmaktadır.
Kanun yararına bozmanın konusu hukuka aykırılıkların giderilmesi olunca, ayrıntıları 26.10.1932 gün ve 29/12 sayılı içtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, yasaya aykırılık halleri uygulamadaki yanlışlıklar ile esasa etkili usul hatalarından ibarettir.
İnceleme konusunu oluşturan davada olduğu gibi olayla ilgili tüm kanıtların toplanıp değerlendirilmesi yapıldıktan sonra verilen kararlarla ilgili olarak, kanıtların takdir ve değerlendirilmesinde yanılgıya düşüldüğünden ya da eksik kovuşturma ile karar verildiğinden söz edilerek kanun yararına bozma yasa yoluna başvurma olanağı bulunmadığından, (SİNCAN) 1.Sulh Ceza Mahkemesinin 14.11.2008 gün, 2007/652, 2008/891 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 27.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.