13. Hukuk Dairesi 2015/18866 E. , 2017/6493 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 06.06.2014 tarihinde davalıdan koltuk takımı satın aldığını, 20 gün geçmeden koltuk takımının derisinin dökülmeye başladığını, malın ayıplı mal olması ve garanti kapsamında olduğu için yenisi ile değişimi veya ücret iadesi talebinde bulunduğunu, ancak talebinin kabul görmediğini ileri sürerek satım bedeli olan 4.100,00 TL"nin satım tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline istemiştir.
Davalı, davacının dava konusu ürünü 25.03.2014 tarihinde satın aldığını, servise başvuru tarihinin ise 06.06.2014 olduğunu, üründe herhangi bir ayıp bulunmadığını, davalının ihbar süresine uymadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu koltuk takımının davalı satıcıya iadesine, satım bedeli olan 4.100,00 TL"nin karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temiz edilmiştir.
1-Davacı, eldeki dava ile davalıdan satın aldığı koltuk takımının ayıplı olması nedeniyle bedel iadesi talebinde bulunmuştur. Davalı, dava konusu ürünün ayıplı olmadığını ve davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını savunmuş, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; dava konusu koltuk takımının bir tane üçlüsü ve iki tane teklisinin kumaşlarının kullanıcının günlük kullanımı sonucu oluşmayacak kusurlarının mevcut olduğunu, bu kusurların evsel kullanımda oluşmasının mümkün olmadığı, yeni alınmış bir ürün için oluşan bu durum kullanıcı memnuniyeti açısından rahatsız edici olduğunu, yeniden servise giderek koltuk takımının tümüyle kumaşının değişmesinin ikinci bir kullanıcı memnuniyetsizliği sebebi olacağını böylece ürünün ayıplı olduğu belirtmiştir. Ne var ki; söz konusu bilirkişi raporunda dava konusu ürünlerin açık ya da gizli ayıplı olduğu hususunda bir tespite yer verilmemiş olup, rapor bu yönü ile hükme esas almaya elverişli değildir. O halde Mahkemece, dava konusu koltuk takımında bulunduğu ileri sürülen ayıbın açık ya da gizli oluşu yönünden niteliğinin tespitine yönelik taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınarak ve ihbar sürelerine uyulup uyulmadığı hususu da gözetilmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.