11. Hukuk Dairesi 2019/2808 E. , 2020/820 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 28/03/2019 tarih ve 2019/8-2019/299 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalının müvekkiline ait bir kısım hamiline yazılı hisse senetlerinin sahibi olduğunu iddia ederek Essen Asliye Hukuk Mahkemesinde alacak davası açtığını, yabancı mahkeme tarafından hisse senetlerinin iadesine karar verilmeksizin toplam 66.953,67 Euro"nun müvekkili şirketten tahsiline karar verildiğini, yabancı mahkeme kararının ülkemizde tenfiz edildiğini, toplamda davalı hesabına 121.898,55 Euro karşılığı 283.536,03 TL yatırıldığını, ancak davalının toplam alacağının 104.220,88 Euro olduğunu, davalıya fazladan 17.670,00 Euro ödeme yapıldığını iddia ederek sebepsiz zenginleşme tarihi olan 30.11.2012 tarihinden itibaren devlet bankalarının Euro cinsinden 1 yıl vadeli mevduat hesaplarına uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte 17.670 Euro"nun aynen tahsilini, elinde bulunan hisse senetlerinin iadesine hükmedilmesini ve yabancı mahkeme yargılaması sırasında elinde bulunmamasına rağmen varmış gibi gösterdiği bir kısım hisse senetleri karşılığı hükmedilen 3.256,43 Euro"nun 30.11.2012 tarihinden itibaren devlet bankalarının Euro cinsinden 1 yıl vadeli mevduat hesaplarına uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı; yetki ve zamanaşımı itirazında bulunarak fazla ödeme yapılmadığını, hisse senetlerinin istenmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği tarih olan 30.11.2012 tarihinde Euro"nun 2,326 TL olduğu, davacı tarafça ödenmesi gereken gerçek tutarın 104.224,55 Euro karşılığı 242.426,30 TL olduğu, buna rağmen 283.536,03 TL ödeme yapıldığı, davalının 41.109,72 TL tutarında sebepsiz zenginleştiği, TBK’nın 117. maddesi uyarınca, davalının sebepsiz zenginleşme durumuna bir katkısının bulunmadığı, davalının iyiniyetli olmadığına dair dosyada kapsamında yeterli delilin bulunmadığı, bu bakımdan dava tarihinden önce davalının temerrüde düşürüldüğünün usulünce ispatlanamadığından dava tarihinden itibaren alacağa faiz işletilebileceği gerekçesiyle hisse senetlerinin iadesine ve 3.256,80
Euro’nun iadesine yönelik talebe ilişkin açılan dava hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, istirdata ilişkin talep bakımından açılan davanın kabulüyle 41.109,72 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Dava, sebepsiz zenginleşmeye dayalı istirdat talebine ilişkindir. Mahkemece verilen kararda hükmedilen alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiş ise de, bozma ilamından önce verilen 14.07.2016 tarihli karara yönelik davalı tarafça ileri sürülen temerrüt tarihine ilişkin temyiz itirazlarının, Dairemizce verilen bozma ilamıyla reddedildiği nazara alındığında, temerrüt tarihine ilişkin hususta, davacı yararına usuli müktesep hakkın oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, bozma ilamıyla davacı yararına oluşan usuli müktesep hak nazara alınarak, belirlenen alacağa sebepsiz zenginleşme tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tahsiline karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3-) Ayrıca, mahkemece hüküm altına alınan alacağa yasal faiz işletilmesine karar verilmiş ise de bozma ilamına konu 14.07.2016 tarihli karara yönelik olarak davalı tarafça, faize ilişkin hususlarda yapılan temyiz itirazlarının da Dairemizin bozma ilamıyla reddedildiği nazara alındığında, faize ilişkin hususta da davacı yararına usuli müktesep hakkın oluştuğu anlaşılmakla, mahkemece, belirlenen alacağın, davacı yararına oluşan usuli müktesep hak nazara alınarak, avans faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 03/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.